ÖZCAN TÜRKMEN

Kaynağına ait değişik rivayetler olsa da halk arasında sık kullanılan 'Dinime küfreden bari Müslüman olsa' ifadesi ile 'Abdestimi soran beynamaza bak' deyimi beni çok etkiler hemen her konuda.
Birini, birilerini suçlamak; dahası kendini haklı çıkarma gayretini artırmak anlamıyla da bu ifadelerimiz beni çok etkiler.
Hepimiz, nedendir bilinmez, hep kendimizi savunmaya alıp birilerini suçlama gayretindeyiz gibime geliyor.
Hepimiz, kendimizi ısrarla savunma çabası içindeymişiz gibime geliyor.
Herkesin, çoğu haksız bir şekilde, çoğunu haksızlıkla itham ettiğine inandıkça inanır gibiyim nedense.
Özellikle böyle düşündüğüm zamanlarda durup durup soruyorum aşağıdakileri kendime niyeyse:
Sosyal ilişkilerin temelinde güven, samimiyet, nezaket vb. var olmasına var da dünyamız küçüldükçe bunlar da küçülüyor mu?
Örf, adet edeb de diğerleri gibi gittikçe kayboluyor mu?
Nefsimize, ailemize, çevremize, milletimize karşı görev ve sorumluluklarımız da azalıyor mu?
Makam, menfaat, hırs, şöhret, ikbal vb. bizim gözümüzü kör kulağımızı sağır mı ediyor?
Samimiyet, sorumluluk, duyarlılık artık bizi bırakıp gidiyor mu?
Hısım akraba, arkadaş, eş dost, tanıdık hemşehri vb. artık birbirinden umudunu kesti mi?
Sevgi saygı hoşgörü ortamı artık bizim ele uğramıyor mu?
Kalitemiz, kalitesizleşiyor mu?
Evet, evet…
Kusur ve hataları aşılabilir görmek varken engel görmeye devam mı ediyoruz?
Huzur, barış ortamı korunmuyor mu artık?
Milli ve manevi değerlere, temel hak ve hürriyetlere sahip çıkamıyor muyuz artık?
Hemen her tür olumsuz gelişmelere çare ve çözüm olabilecek zenginliklerimiz görmezden mi geliniyor artık?
Evet, evet…
Hal ve şart ne olursa olsun özellikle öfkeli anlarımızda daha dikkatli olalım artık. Öfkeli anımızda çoğu kere haksız yere bir başkasına çatmak ya da olmayacak bir şey yaparak rahatlamaya çalışmak huyumuzdan vaz geçelim artık.
Tek değerimiz suçluluk, haklılık / haksızlık mı ki. İnsanların suçluluğunu, haksızlığını inceden inceye irdeleme huyumuzdan vaz geçelim artık.
Evet; evet: …
Sayısını hepimizin daha da çok artıracağına inandığım aşağıdaki temel değerlerimize bağlılığımızı sorguladık mu hiç: Adalet, azim, cömertlik, çalışkanlık, dostluk, dürüstlük, fedakarlık, güvenilirlik, kurallara uyma, merhamet, misafirperverlik, paylaşım, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, toplumu önemseme, vatanseverlik, vefa, yardım …
Evet, evet; bu hususlarda daha da duyarlı olacağız.
Başkalarının haksızlığını dillendirirken kendi haksızlıklarımızı da arada bir de olsa kabullenirversek işler düzelecek gibime geliyor.
Ucunun kendine dokunmayacağını sandığı çuvaldızları karşısındakine batırmakta herkes usta kesilenler varsın artsın. Gün gelip o çuvaldız batacak nasıl olsa. Her şeye rağmen toplumdaki yaygın ve kötü örnekleri azaltma yolunda azim ve gayretimizi azaltmayacağız. Haksızlık önünde eğilmeyeceğiz. Elimizden geleni yapmadığımız sürece umduğumuzu bulamadığımızdan şikayette hakkımız olmayacağını unutmayacağız. Bir haksızlık karşısında sürekli doğrudan yana taraf olacağız. Haksızlık karşısında susup dilsiz şeytan olmayacağız.
Evet, evet; 'Asıl mesele itimat edecek bir insan bulmaktan ziyade itimat edilecek bir insan olmaya çalışmak' değil mi zaten.
İnanın; inanırsak başaracağız.