Keder, üzüntü anlamına gelen hüzün; bir ahlak terimi olarak insanın maddi ve manevi kayıp ve eksiklerinden duyduğu üzüntü ve keder anlamında kullanılmaktadır. Kur'an'ı Kerim'de iki ayette hüzün, üç ayette aynı anlamı taşıyan, otuz yedi ayette de aynı kökten fiiller geçmektedir. Biraz daha açacak olursak yüce Allah Kur'an'ı Kerim'de şöyle buyurur; 'Dedik ki, inin oradan hepiniz benden size ne zaman bir yol gösterici gelir de kim yol göstericimin izinden giderse onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun da (hüzün içinde) olmayacaklardır.' (1) Hz. Peygamber (sav) efendimizin ve müminlerin başlarına gelen musibet ve sıkıntılar sebebiyle veya maruz kaldıkları baskı ve zulümlerden dolayı üzülmemeleri öğütlenmektedir. Yine bununla ilgili Kur'an'ı Kerim'de 'Gevşeklik göstermeyin ve üzülmeyin. Eğer inanıyorsanız üstün gelecek olan sizlersiniz.'(2) 'O zaman sizi arkanızdan çağırıp dururken siz durmadan (savaştan) uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Allah o kaybettiklerinize ve başınıza gelenlere üzülmemeniz için size keder üstüne keder verdi. Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır' buyurmaktadır.(3)
Yüce Allah hüzün ve kederlenmemek için değişik vesileler ile kulunu imtihana tabi tutar. Günümüzde pek çok örneklerle yaşıyoruz, yaşananlara şahit oluyoruz. Böyle durumlarda Hz. Eyüp (a.s.)'ı hatırlarım ve can dostlarıma hüzünlenmeden, kederlenmeden Allah'tan gelen sonucun lütfu da hoştur demeye bakalım. Hz. Peygamber (sav) efendimizin hadislerinde ölüm gibi acı veren olaylar karşısında üzülmenin normal olduğunu, oğlu İbrahim'in ölümünden dolayı 'göz yaşarır, kalp hüzünlenir' buyurmaktadır. Kur'an'ı Kerim'in hüzünlü bir ortamda indiği bildirilirken, insanları üzüntüye sevk eden hadiselerin vuku bulmasından dolayı günahlara kefaret olacağı da belirtilmektedir. Peygamber efendimiz, Allah'ın musibetlerden dolayı yaş döken gözleri azaba uğratmayacağı müjdesini bizlere bildirmektedir. Bazen de peygamber efendimiz kaldıramayacağımız acı ve üzüntü veren sıkıntılardan Allah'a sığınmamızı tavsiye etmiştir. Tasavvuf erbabı Hüzün'ü daha çok ahiret kaygısı veya hayırlı bir işi başaramamaktan dolayı duyulan üzüntü için kullanırlar ve olumlu bir anlam yüklerler. Değişik dönemlerde kederlenme, hüzünlenme hayatımız içerisinde vaki olan veya olacak bir gerçektir. Yeter ki sabırla, metanetle karşılamak hüznün ve kederin sevince dönüşmesi için çaba göstermek gerekirken küsmeden, darılmadan ' Allah'ım ancak sana ibadet eder, ancak senden yardı dileriz. Bizi doğru yola ilet ve kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna, o gazaba uğramışların ve yapmışların yoluna değil'(4) buyuran yüce Allah'a şükürler olsun. Birçok imtihana tabi tutuluyoruz inşallah başarıyla bu imtihanları geçmişizdir. Selam olsun sabredenlere! Hoşçakalın, cumanız mübarek olsun.