Korona salgını inişe geçince, 1 Haziran'da güya yeni normal denilen düzene geçtik.
Geçtik geçmesine de, siz yaşantımızda bir fark görüyor musunuz? Doğrusu ben görmüyorum. Bunun tek istisnası maske. Maske kullanımını bile doğru dürüst beceremiyoruz.

Sokağa çıktığınızda şöyle etrafınıza bir bakın Allah aşkına… Sokağa çıkmaları kısıtlı olan bir ton 65 yaş üstü insan, elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Hem de avare avare dolaşarak. Bir denetim var mı, yok! O halde?..
Ben 65 yaş insanlarımızın, 'Hadi artık yeter, bırakın bizi…' dediklerini duyuyorum. Aylardır evde hapisler. Sıkıldılar… İhtiyaçları var. Hastaneye gidecekler, kahvehanelerinin bir köşesinde oturmak, parklarda oturmak istiyorlar… Hatta, emekli maaşlarını bankamatikten kendilerinin çekmesi de en doğal hakları…

Muhtemelen önümüzdeki haftalarda bu kısıtlama da ortadan kalkacak. Onları kurtaracak tek şey, virüs verilerinin düşüşünün devam etmesi olacak… Bunun için herkes, maske-sosyal mesafe-temizlik önlemlerine harfiyen uymalı… Tek kurtuluşları bu…
Salgın sürecinde belediyelerin birçoğu kendi işlerini bıraktı krize odaklandı… Başta büyükşehir belediyemiz olmak üzere ilçe belediyeleri halka gıda, hizmet desteği verdi.

Yeni normale geçtiğimize göre; artık işimizin başına geçme zamanı. Başta halka hizmet götüren belediyeler olmak üzere, projelerimize dönelim. Pandemi sürecinde birçok eksiğimizin olduğuna şahit olduk.
Kentler hizmet bekliyor. Kolları sıvamak lazım.

Büyükşehir Belediyemiz, bu işi 'bir koltukta iki karpuz' misali götürüyor. Yılmaz hocam kentin dört bir yanında çalışıyor… Odunpazarı Belediyesi bürokratlarıyla buluşuşuyor, 'Odunpazarı için çalışmaya devam' mesajı verdi…
Tepebaşı Belediyesi hizmetlerimize yenilerini eklememiz lazım, yenilerini eklemek mümkün de diyor.
Korona virüsü tamamıyla yok edene kadar, bir müddet daha çok sıkı çalışacağız. Birbirimize omuz vereceğiz. Halk olarak bizi yönetenlere anlayış gösterecek, karşılıklı olarak yükümlülüklerimizi yerine getirecek ve kurallara uyacağız…
Hepsine kolaylıklar diliyorum…