İslam'ın Altın Çağı olarak bilinen dönemde yaşayan, batılıların Alpharabius, doğuluların Farabi olarak bildiği ünlü doğulu düşünür Farabi günümüzden 1000 yıl önce devlet adamı özelliklerini tanımlayarak bugüne de ışık tutmuştur.
Ortaçağ'ın aydınları arasında dikkat çeken Farabi gökbilim, mantık, matematik, fizik, tıp ve müzik ile yakından ilgilenirken ilimleri de sınıflandırmıştı. Kendisine gelene kadar ilimler sadece trivium(üçüzlü) ve huatrivium(dördüzlü) diye iki kısımda gruplanmıştı.
O döneme kadar Nahiv(dilbilgisi), mantık, beyan üçüzlü ilimlere; matematik, geometri, musiki ve astronomi ise dördüzlü ilimler sınıfında yer alıyordu. Farabi ise çağdaşlarından farklı olarak ilimleri; fizik, matematik ve metafizik ilimler olarak üç gruba ayırdı. Ünlü düşünürün bu metodunu, Avrupalı bilginler ancak on üçüncü asırda kabul edebildiler. Farabi, hava titreşimlerinden ibaret olan ses olayının ilk mantıki izahını yapan alimdir aynı zamanda. Bu titreşimlerin dalga uzunluğuna göre azalıp çoğaldığını da deneyler yaparak belirleyen Farabi, musiki aletlerinin yapımında gerekli olan kuralları koymayı da kolaylaştırdı.
Farabi üzerine konuşulacak çok şey var; ama biz bu hafta, ilk paragrafta da belirttiğimiz gibi Farabi'nin başarılı devlet adamı kriterleri üzerinde duracağız ve günümüzle ilişkilendireceğiz.
Müspet bilimlerde çok önemli çalışma ve uygulamalarda bulunan Farabi sosyal sorunlarla da ilgilenmiş, başarılı bir devlet adamında olması gereken özellikleri belirlemiştir.
Ünlü bilim ve düşün adamı Farabi'ye göre başarılı devlet adamının ilk özelliği 'Memleketinin bünyesini iyi bilmesi, memleketini tüm özellikleriyle tanıması'dır. Bu tanıma memleketin coğrafi, tarihi, kültürel, siyasi mazisine, gelişme süreçlerine ve dinamiklerine hakim olmayı gerekli kılmaktadır. Soralım: 'Devlet adamlarımız bu kritere göre ne durumdalar, memleketimizi bu kriterin kapsamında tanıyorlar mı?'
İkinci kriter ise 'Devlet adamının zalim ve gafil olmaması' yaklaşımıdır. Farabi'ye göre; devlet adamı zulmetmez, sevecendir, hümanisttir; gaflet ve delalet içinde olmaz, kandırılmaz, her daim uyanıktır. Sizce bizde durum nasıl?
Farabi'nin üçüncü kriteri istikra ile ilgilidir; 'Devlet adamı istikrarlı politikalar izler, devlet adamının uygulamaları da istikrarlı bir çizgidedir'. Devlet adamının dün söylediği ile bugün söylediği arasında dağlar kadar mesafe olmaz, hele hele dün söylediği ile bugün söylediği asla ve asla birbiri ile çelişmez, tutarlıdır. Devlet adamı; ancak bu şekilde istikrarlı işler yapabilir. Bizde durum nasıl acaba, devlet adamlarımızın dün söyledikleri ile bugün söyledikleri birbirini tutuyor mu, ne dersiniz?
Dördüncü kriterde Farabi, devlet adamının 'idare-i maslahatçı' olmaması gerektiğine işaret ediyor. Farabi'ye göre devlet adamı işleri sağlam temellere dayandırmalı; güçlü strateji ve politikalarla iş yapmalıdır; anı kurtarmak için alınan yüzeysel kararlar netice vermez… Bizdeki işlerde idare-i maslahat yüzdesi sizce kaç?
Beşinci kriter maddi ve manevi kararlar arasında zaruri bir bağ olduğu yönündedir. Başarılı bir devlet adamı ekonomik ve kültürel kararlar arasında güçlü bir bağ olduğunu bilir, onları birbirinden kopuk yapılar olarak düşünmez. Bu bağa dikkat edilmeden alınan bir ekonomi ya da üretim kararı memleketin geleneksel, manevi ve moral dünyasına aksi bir tesirde bulunabilir, bu hal ekonomi ya da üretim kararının uygulanmasını da imkansız hale getirebilir. Sizce devlet adamlarımız bu zorunlu bağa dikkat ediyorlar mı?
Altıncı kriter günümüzü çok yakından ilgilendiriyor: 'Başarılı bir devlet adamı, danışmanlarını, yardımcılarını çanak yalayıcı takımından değil; şahsiyet ve liyakat sahibi, iş mantığı/disiplini ve bilgisi olan kişilerden seçer.' Başarılı ve sağlıklı işler yapabilen devlet adamı eleştirmeyi önemser. Liyakat sorununun çok sık gündeme geldiği bugünlerde bu kriter hakkında ne düşünüyorsunuz?
Farabi yedinci kriterde başarılı devlet adamının rakipleri ile olan ilişkisine dikkat çekiyor. Farabi'ye göre başarılı devlet adamı hedefine odaklanır; rakiplerle olan mücadelesine değil. Asıl olan hedeftir, rakiplerle mücadele sonraki basmaktır. Sizce, günümüzde iktidar ve muhalefet temsilcileri hedeflerine mi yoksa birbirleri ile olan mücadelelerine mi odaklanmış durumdalar?
Sekizinci kriter ise devlet adamının 'iyi bir konuşmacı/hatip olma' mecburiyetidir' Başarılı devlet adamı hedef kitlesinin anlayacağı dilde açık, sade ve samimi bir şekilde konuşur. Mesajlarını net ve anlaşılır bir şekilde aktarır. Sizce politikacılarımız bu alanda başarılı mıdırlar?
Dokuzuncu kriter yüzyıllardır geçerli olan, yüzyıllarca da geçerli olacak olan 'dürüstlük' kriteridir. Ne olursa olsun, görevden ayrılma zorunluluğu olsa bile başarılı bir devlet adamı her zaman dürüst olmak zorundadır. Onun dürüst olması, memleketin kültürüne de olumlu yansıyacak, halkın dürüst olma arzusunu besleyecektir. Sizce devlet adamlarımız dürüstler mi?
Farabi onuncu kriterde devlet adamının maddi menfaate değil; ahlaki değerler üzerine odaklanması gerektiği üzerinde duruyor. Farabi'ye göre maddi menfaatler geçici, ahlaki kabul ve davranışlar ise kalıcıdır. Başarılı bir devlet adamı ahlaklı olmalıdır. Ekonomik kazanımlar temelde olmamalıdır. Sizce devlet adamlarımız için hangisi öncelikli?
On birinci kriter ise devlet adamının ruh yapısı ile ilgilidir; başarılı bir devlet adamı azim ve irade sahibi, yüce ruhlu olmalıdır. Küçük düşünmemeli, küçük menfaatleri gündemine almamalıdır. Vizyon sahibi olmalı, geleceği düşünerek, insanlık paydasında yüce bir gönülle çalışmalıdır. Bizde durum nasıl, ne düşünüyorsunuz?
Ve son kriter, doğal olarak: 'Devlet adamı zeki olmalıdır.' Başarılı devlet adamı analiz, sentez kabiliyeti yüksek devlet adamıdır. O, olayların görünümünün arkasındaki gerçekleri de yakalar, öngörüsü yüksektir. Onun için de kolay kolay kanmaz. Ülkemiz için bu kriteri nasıl değerlendiriyorsunuz? Kandırılan devlet adamlarımız var mıdır?
Evet sevgili okurlar, başarılı devlet adamı için 900'lü yılların sonlarında bu kriterleri belirlemiş Doğu'nun Güneşi Farabi… Biz de Farabi'nin penceresinden bakalım dedik, devlet adamlarımıza…