3 Aralık Dünya Engelliler Günü... 1992'de Birleşmiş Milletler tarafından 'Dünya Engelliler Günü' olarak kabul edildi. Amaç; onların yaşamış olduğu zorluklara dikkat çekmek ve anlaşılmasını sağlamak.
Sahi anlıyor muyuz? Mesela; hiç düşündünüz mü, engelli denilince aklınıza ne geliyor? Bir gün onların yerinde olmak ister miydiniz? Çok azımız empati yaparak bunu denemiş olabiliriz, fakat anlaşılma konusunda eksik olduğumuzu kabul edelim. Özel gereksinimli bireyler doğuştan ya da sonradan fizikî ve ruhî olarak muhtelif yeteneklerini kaybetmiş olsa da, hayalleri hiç bir zaman onlara engel olmamıştır. Hayata karşı yenik değil, aksine yetenekleri, başarıları ile birlikte herkese örnek olmuştur. Eğitimde, kültürde, sanatta, sporda ve çalıştıkları iş yerlerinde göstermiş oldukları performans bizleri çok ama çok geride bırakıyor. Paralimpik yüzme yarışmasında Dünya şampiyonu olarak Türk milletinin göğsünü kabartmış, gururumuz Sümeyye Boyacı kardeşimiz bu isimlerden sadece bir örnektir.
Engelli bireyler hayatlarından mutlu ve de oldukça güçlü! Devlet eliyle her ne kadar engellilerin mes'elelerine önem verilse de, halen bir takım eksikliklerin olduğu aşikar. O bakımdan engellilerin sorunlarının sürekli gündemde kalması gerekiyor.
Türkiye genelinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kayıtlarına göre yaklaşık 5 milyon, Eskişehir'de ise 17 bin civarında özel birey bulunuyor. Peki şehrimizde özel bireylerimiz zorluk yaşıyor mu? -Eksiklikler elbette var ama şehrimizde engellilerin refahına yönelik Büyükşehir ve merkez ilçe belediyeleri ciddi anlamda çalışıyor ve bunun bir çok örneği de bulunuyor. Yine kentimizde toplum olarak dede ve torunun yıllardır özel bireylere umut olması, pek çok okulda minik yüreklerin de yer aldığı projelerde tekerlekli sandalye bağışları ile gönüllere dokunması sevincimiz oluyor. Bazen bu sevinçler bilinçsiz kişi ve kişiler tarafından yerini üzüntüye bırakıyor. Hayatla barışık olan ve hiç bir engele takılmayan bireylerimize maalesef engel olunuyor. Her platformda engelliler bizim ayrıcalıklı insanlarımız diyoruz lakin yine de en çok bizler engel oluyoruz. Unutmayalım ki, onlar ayrıcalık değil kendilerine engel olunmamasını istiyor. Görüp görmezden, duyup duymazdan gelmek intibasından kaçınalım. Hülasa; engellilere engel olmayalım!
'Sözün kıymetini lal olandan,
gözün kıymetini ama olandan öğren!'