Gruplar kurup iş planlamamızı oradan yapıyor, yemeğe bile giderken oradan haberleşiyoruz… Bu hem pratiklik, hem fikir alışverişi, hem kontrolü sağlıyor…
Hatta anne ve baba bile çocuğunu whatsuptan arayıp, 'Okuldan geldin mi, Şimdi neredesin?' diye soruyor. Bunlar bir yerde iyi de, bir yerden insan iletişiminde kopukluklar yaratıyor, bir süre sonra belki de yan yana geldiğimizde konuşmayı unutacağız… Tam da böyle bir şeyler düşünürken, haberlere göz atayım dedim…
Meğer Diyanetten 'SOSYAL MEDYA ORUCU' önerisinde bulunmuş. Diyanet İşleri Başkanlığınca yayımlanan aylık dergide, ramazan orucuyla 'E-ORUÇ' un birleştirilmesi önerilerek, internette harcanan vaktin aile ve yakınlarla geçirilmesi tavsiyesinde bulunuldu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Kılıç, Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğünce yayımlanan 'Diyanet' dergisindeki 'E-ORUÇ' başlıklı yazısında, teknolojinin hayata yenilikler getirdiğini belirtti. Kılıç, bu gelişmelerin insan hayatına kolaylıklar sağladığı gibi birtakım zorlukları da beraberinde getirdiğine dikkati çekerek, özellikle son yıllarda televizyon, internet ve cep telefonu gibi iletişim alanındaki teknolojilerin sosyal ilişkileri şekillendirdiğini ifade etti.
Cep telefonunun internete girme ve oyun oynama gibi birçok amaçla kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Kılıç, hızlı bir şekilde gerçekleşen işlemlerin hayatı kolaylaştırdığını kaydetti. Kılıç, teknolojiye karşı gelme ve tümüyle reddetmenin anlamlı olmadığını de vurgulayarak, 'İşte tüm bu kaygı verici gelişmelerin öncelikle farkında olmak ve daha sonra da buna bir tavır almak gerektiğini düşünmekteyiz.
Peki, bu nasıl mümkün olabilir?
Kanaatimce bu e-oruç'la mümkün olabilir' değerlendirmesinde bulundu.
İlhan Kılıç, yazısında 'E-ORUÇ' şöyle tarif ediyor. 'Öncelikle elalemin yediği yemeği ya da gezdiği yerleri laklamakla zaman geçirmek yerine, yemek yiyemeyenleri düşünmek veya maddi imkansızlıktan dolayı gitmesi gereken ya da gitmek istediği yerlere gidemeyenleri dikkate almak.
Diğer taraftan yüzlerce ya da binlerce kilometre ötede hayatta hiç tanımadığımız ve görüşmediğimiz bir kişi ile saatlerce vakit geçirmek yerine, her gün karşılaştığımız insanlarla ya da komşumuzun haliyle hemhal olmak.
Oynamaktan artık beynimizin uyuştuğu oyunlarda bir üste nasıl çıkacağım kaygısından ziyade, halihazırdaki nefsimizin seviyesini nasıl bir üst makama çıkaracağımızı düşünmek.
Oyun sitelerinde saatlerce kalarak onlarca insan öldürmek yerine, kendi çocuğumuzla, kardeşimizle ya da komşunun yalnız çocuğuyla oyun oynamak ve ona yaşamı ve yaşatmayı öğretmek.
Herkesin kendi tercihi ama farkındalık önemli, insanın sosyal medya ile arasına mesafe koyması da mantıklı, denemeye değer…
Ramazanın bereketi üzerinize olsun.