Eskişehir İl Müftülüğü Vaiz Emine Can'ın yazısı....



Mutluluk; insanlık tarihi boyunca tüm insanların peşinden koştukları ve kimi zaman her şeylerini yoluna feda ettikleri iksirli kelime.İnsanın varoluş nedeni belki.Eşref-i mahlûkat olan insanın yaratılış gayesi hem dünyada hem de ahirette mutlu olmaktır.Dünyada ki mutluluğun yolları aile kavramıyla çoğu zaman kesişmekte, mutlu bir aile kurabilen kimseler genellikle dünyada iken cennet hayatı yaşayabilmektedirler.

Aile; birbirlerine en yakın olan insanların oluşturdukları toplumu inşa eden yapıların en önemlisi ve en büyüğüdür.Toplumun merkezinde aile vardır.Mutlu bireyler mutlu aileleri, mutlu aileler de huzurlu toplumları oluştururlar.Kazanlı alim Musa Carullah toplumla aile ilişkisini anlatan bir sözünde 'aile büyük bir devlet, devlet ise büyük bir ailedir'der.
Ailede mutluluğun olamazsa olmaz şartları; sevgi, fedakarlık, karşılıklı görev ve sorumlulukların yerine getirilmesi,adaletle muamele, hakların korunması vb. temel insanı değerlerdir.Mutlu bir aile kurmak isteyen gençlerimizin öncelikle bahsettiğimiz insani ve ahlaki değerleri taşıyan bir dünya görüşüne ihtiyaçları var.Kimi zaman şahit oluyoruz bu değerlerden yoksun kurulan yuvaların kurulamadan dağıldıklarına...

Aile olmak, yuva kurmak fıtratın gereği olarak Yüce Rabbimizin emri (Nur:32) sevgili peygamberimizin sünnetidir. İlgili ayet-i kerimede Rabbimiz içimizdeki evlilik çağına gelmiş bekarların uygun kimselerle evlendirilmesini emretmektedir.Bu emirgereğince başta ebeveynler olarak toplumun tüm duyarlı insanlarına görevler düşmektedir.Bu meyanda evlilik dışı birliktelikler teşvik edilmemeli, gençlerimize evliliğiözendirebilmeliyiz.Maalesef internet ,televizyon ve sosyal medya araçlarından her geçen gün neslimiz gayri meşru ilişkilere teşvik edilmektedir.Bugün içine girmeye çalıştığımızbatı kültüründe !!aile kavramının içi boşaltılmış, nesillerin soyu bozulmuştur.Maazallah bu kültür gençlerimize-geleceğimize karşı en büyük tehdittir.

Yine yüce kitabımızda Rabbimiz kaynaşmamız için bize kendi cinslerimizden eşler yaratmasını bununla kalmayıp aramızda sevgi ve merhamet peyda etmesini varlığının delillerinden olarak zikretmektedir.Dolayısıyla iyi bellemeliyiz ki eşler birbirlerini seviyor, birbirlerine merhametle muamele ediyorlar ve mutlu oluyorlarsa bu Allah'ın o kimselere karşı eşsiz bir lutfudur.Bizim kültürümüzde 'nikahta keramet vardır' sözü işte tamda bunu anlatır.Yani yeni evlenen,yuva kuran gençlerin kalplerini birbirine bağlayarak, o merhametli kalpleri, duyguların en yücesi olan sevgi etrafında kenetler.Artık seven yürekler asla birbirlerini kırmaz ve birbirlerine ihanet etmezler.

Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle eşler birbirlerine Allah'ın emaneti, çocuklar ise anne-babaların emanetidir.Dünyada ve ahirette huzurlu olabilmek için emanetlere sahip çıkmak lazım.Yüce kitabımız dünyada iken iman etmiş ve salih ameller işleyen eşlerin ve çocukların ahirette de beraber olacaklarını bizlere haber vermektedir.(Mü'min:8) O halde hem dünyayı cennete çevirebilmek hem de gerçek cennet nimetlerine ulaşabilmek için Allah'ın ve resulünün emrinden çıkmadan, üzerimize düşen her türlü sorumluluğumuzu yerine getirebilmeliyiz.Konumuzu Kur'an-ı Kerimin bize öğrettiği güzel bir dua ile bitirelim: Ey Rabbimiz.Bize göz aydınlığı eşler ve çocuklar ihsan eyle ve bizi Allah'a layıkıyla kulluk edenlere önder eyle. (Furkan:74)


Günün Duası:
'Allah'ım! Hatalarımı, bilerek, cahillikle ve dalgınlıkla yaptığım kusurlarımı bağışla. Bunların hepsi bende mevcuttur.' (Müslim, Dua, 70)