Hayat dinamik bir süreç ve her anımızda dönüşümü yaşıyoruz. Peki her dönüşüme ve değişime uyum sağlayabiliyor muyuz? Gerek birey olarak gerek kurumlar olarak ve gerek ülke olarak ne kadar hazırız değişimlere? İşte bu; öngörü kabiliyetlerimiz ve stratejilerimizle ilgili.

Dönüşüm her aşamada gerçekleştiği gibi benim bu yazımın konusu olan dijitalde de gerçekleşiyor.
Peki, nedir dijital dönüşüm?

Dijital dönüşümü; bilgi teknolojilerinin yoğun kullanımı ile bilgilerin hızla aktığı yaşam ve iş süreçlerinin para ve zaman tasarrufu sağlayarak dijital ortama taşınması olarak tanımlayabiliriz. Alışılagelmiş dosyalama, evrak gibi belgeleme ve saklama yöntemleri değişirken hayatımızda pek çok şeyi geçmişte hayal bile edemeyeceğimiz bir hızla yapabiliyoruz.
Yaşamımızın her anına yerleşmeye başlayan dijital dünyada da gerek özel sektör gerek kamu sektörü olmak üzere her kurumun bu sürece uyum sağlayabildiği noktada ayakta kalabileceğini düşünüyorum. Peki nasıl olacak bu? Tabii ki temel unsur beşeri sermayede saklı. Kısaca nitelikli ve değişime uyum sağlayabilen dinamik nesillerle bu mümkün. Bu kapsamda eğitimden, sağlığa, sanayiden, hizmet sektörüne; temel ana başlıklarda dijital dönüşüm stratejileri oluşturmaya ihtiyaç var. Doğru stratejilerle geleceği planlamak hem bireylerin hem de kurumların gelecek vizyonu için önemli. Gerek kendi geleceğini, gerek kurumun stratejisini oluşturacak bireyler dijital dönüşüm bilen ve uygulayanlardan çıkacak. Bunun için dijital dönüşüme bizden çok daha yatkın olan gençlerimizi doğru kanallara yönlendirerek, çalıştıkları ortamları da ihtiyaç duyacakları şekillerde tasarlamayı ihmal etmemeliyiz. Bunun için kurumların alt yapılarının revizesi sade ama işlevsel inovasyonlarla gerçekleştirilebilir. Böyle söylüyorum çünkü; alışılmış çalışma şekilleri, dijitalleşme ve yapay zeka teknolojisinin sunduğu imkanlarla her geçen gün evriliyor. Dijital dönüşüm, insanların daha yaratıcı çalışmasına ve tekdüze iş yükünden kurtulmasına yardımcı oluyor. Çalışanlar akıllı telefonlar, online toplantı platformları ile bir alanda yerleşik kalmadan işlerini tercih ettikleri mekanlardan yapabiliyor. Bunu en hızlı şekilde pandemi döneminde tecrübe etmiş olduk. Pek çok alanda insanlar evlerinden de çalışmaya ara vermeden devam edebildi, hatta birçoğu eskiye göre daha verimli çalışabildi. Bu nedenle mesleklerde dönüşüm kaçınılmaz olacak ve hatta bazı meslekler yok olmaya mecbur kalacak.
Uzmanlar; bulut bilişim, blockchain, robotik, kuantum sistemleri, nesnelerin interneti ve yapay zeka sistemlerinin gelecekte en popüler teknolojiler arasında yer alacağını ve veri giriş elemanları, gazete dağıtıcıları, banka memurları, kasiyerlik gibi pek çok mesleğin yok olacağını ifade ediyor. Yapay zeka uzmanlığının ve dolayısıyla dijital dönüşümde uzmanlaşan bireylerin geleceğin mesleklerinde ön plana çıkacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Dolayısıyla gelecek; dijital dönüşümde ve bu dönüşümü sağlayacak nitelikli bireylerde saklı. İnsana yatırım odaklı dijital dönüşüm stratejileri oluşturmaya ve bunları gerçekleştirecek uygulamalara hız vermeliyiz.
Bu dünya; dönüşüme uyum sağlayabilenlerin, rasyonel bir şekilde dönüşebilenlerin dünyasıdır. Dijital dönüşüme ayak uyduramayanlar yok olmaya mahkum olacaktır...