Çanakkale Savaşının 103. Yıldönümünde aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin vatan sevgilerini, milli ruh bilincini, yüreklerindeki büyük iman gücünü ve bu kahramanları yetiştiren annelerin duygularını yazmak isterken kalemimin alaycı gülümsemesini hissediyorum. Empati yaparak, kitaplardan okuyarak, Çanakkale Savaşında yaşanan acıları, sıkıntıları yazabilir misin diyor bana…
Sen ailesinin bütün erkeklerini savaşta kaybeden annenin son yongasını da askere gönderirken ' öl de köye dönme' diyen annenin duygularını yaşamadan, savaş meydanında iki ateşin arasında cephane taşımadan yazabilir misin Çanakkale'yi…
Evladına kına yakıp kurban olarak gönderirken her an şahadet şerbeti içebileceğini, bir daha onu göremeyeceğini bilerek üç çocuğunu aynı anda savaş meydanına gönderirken yavuklularının dul, çocuklarının yetim kalacağını bildiği halde 'yeter ki vatan kurtulsun' diyen annenin duygularını yaşamadan yazabilir misin?
250 bin yiğidin kanlarıyla maviden kırmızıya dönen denizin, kahveden bordoya renk değiştiren toprağın rengini görmeden yazılır mı Çanakkale…
Yazılmaz elbette…
Ama o savaş meydanındaki yiğitler yaşadıklarını, duygularını yazmadan şehit oldular. Gazi olarak dönenler de yaşadıklarını, gördüklerini söyleyemediler, öyle bir milli ruh vardı ki yüreklerinde vatanının bir karış toprağı için yaptıklarının mukaddes ve ulvi bir vazife olduğunu öğretmişti anaları babaları.
Bir nesil yok oldu o yıl Gelibolu'da. Bazı okullar mezun veremediler güzel yurdumda. Son sınıf öğrencileri tahtalara 'Biz gidiyoruz hakkınızı helal edin hocam' deyip cephede mezun oldular. Oyun çocukları süngü takmasını, silahın nasıl tutulacağını bilmeden koştukları cephede olgunlaşıp şahadet şerbetini içtiler.
Çanakkale Zaferi çocukların, gençlerin, anaların, babaların, dedelerin hep birlikte yoksulluk içinde yüksek milli ruh bilinciyle yazdıkları bir destandır. Bu milletin bu ülkenin tarih sayfasından silinmeyeceğinin ispatıdır. Dünya tarihinde bu destanı okuyanların gıpta ile bakacağı ve iliklerine kadar hissedeceği korkudur. İşte bu yüzdendir yüz yüze savaşamaz düşman bu milletle…
Bu nedenle türlü hilelerle, perde arkasından yazılan senaryolarla alt etmek için uğraşırlar. Yüzlerce yıldır ve günümüzde de hala bu sevdalarından vazgeçmemişler.
Bu milletin anaları yiğit doğurmuştur ve doğurmaktadır. Şu anda da nice kahraman anneler bu vatanın toprağı için kınalı kuzularını askere gönderip, şehit haberini aldığında vatan sağ olsun der. Biz böyle bir milletin analarıyla ne kadar gurur duysak azdır.
Çanakkale'de düşmana geçit vermedik. Şayet tarih tekerrür ederse yine bir karış toprağımız için tek yürek tek vücut olacaktır bu millet. Bir daha böyle bir acı yaşatmasın bu millete.
Milli mücadelenin ruhunu gönüllerimize nakşeden Çanakkale Zaferini bizlere hediye eden şehit ve gazi ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.