Murakıp Betül SAĞLAM'ın yazısı...

Yeryüzünün en mükemmel varlığıolarak yaratılmış insanın, canına,dinine malına aklına ve nesline zarar veren sigara, alkol, uyuşturucu gibi madde bağımlılıklarından, davranışsal bağımlılıklar olan kumar, internet, televizyonve teknolojiye kadar birçok türü olan bağımlılık; hem toplumdaki her yaştan farklı kesimleri etkilemesi, hemdetoplumlar arası sınır tanımaz yaygınlığı nedeniyle adeta bir virüs gibi insan ve toplumsağlığını bitiren evrensel bir sorundur. Türkiye'de de hızla artan bir felaket olan bağımlılığı çeşitli açılardan ele alan tanımlar mevcuttur.

Bağımlılık; bireyin fiziksel, sosyal, ruhsal, zihinsel sağlığını olumsuz etkilediği halde kullandığı madde ya da yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onu hayatının merkezine yerleştirerek onsuz bir hayat süremez hale gelmesi olarak tanımlanabilir.

Bağımlıklar kurtulması imkansız ya da içinden çıkılamayacak bir durum değildir. Önlenebilir bir sağlık sorunudur. Burada en önemlive ilk husus, kişinin bırakmanın gerekliliğini kendisinin anlaması, bırakmak için karar vermesi ve bu kararın arkasında durarak adım atmasıdır. İlk adım madde yada davranışıbırakmaktır. Ancak bu tek başına yetersiz kalabilmektedir.Uzun bir süreçte oluşan bağımlılıktan kalıcı olarak kurtulmak değişime karşı gösterilen sabır ve motivasyon ile mümkündür. Bağımlılığın çeşitleri olduğu ve her bir bağımlılık türünün farklı sebep ve süreçleri olduğu için, elbette bağımlılık sorununa çözüm yolları da çok boyutlu olmak durumundadır. Bağımlılık ile mücadelede; genel itibariyle üç boyutlu bir yaklaşım öngörülmektedir. Bunlar: önleme, erken tanı ve tedavi, rehabilitasyondur. Ancak sorununun sürekli büyümesi ve karmaşıklaşması ve mevcut yaklaşımların çözüm üretmekte bazen yetersiz kalması yeni arayışları beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda bağımlılıkla mücadelede inanç odaklı yaklaşım günümüzde başvurulması gereken yeni bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Dini motivasyonun ve yönelimin kişilerde intihar, güvensizlik, memnuniyetsizlik,ümitsizlik gibi anlamsızlığa bağlı ruhsal sorunları çözmeye yardımcı olacağı ve daha anlamlı ve huzurlu yaşanmasına katkı sağlayabileceğiyadsınamaz bir gerçektir. Özellikle önleme çalışmalarında din görevlilerinin sahada daha fazla kişi ve aile ile irtibat kurduğu, tedaviye yönlendirme konusunda ikna edici olabildiği bu alanda yapılan araştırmalarla anlaşılmış,dini danışmanlık ve rehberlik önemli bir yöntem olarak ortaya çıkmıştır.

Geleneksel ve dini değerlerden uzaklaşma, aile ve akraba ilişkilerinin zayıflaması, kültürel yalnızlaşma kişinin hayatında karşılaştığı sorunlar karşısında direncinin kırılmasına, çığ gibi büyüyen sosyal sorunların artmasına neden olmaktadır. Bu artış bizlere düşen sorumluluğu artırmaktadır.Bunoktada özellikle en büyük rol toplumun temel çekirdeği olan ailelere düşmektedir.İyi örnek olmak,maneviyatlarınıgüçlendirmek, yaşadıkları sıkıntı ve problemlerinin çözümünde onların yanlarında olarak boşlukta savrulmalarına engel olmak, çözülemeyen problemler karşısında ise konu ile ilgili uzmanlardanyardım almalarına destek olmamız gerekmektedir. Çünkü, ailenin ve toplumun ilgisizliği, çocuk ve gençlerimizde yalnızlık ve çaresizlik hissini artırarak başka sığınaklar aramalarına sebep olmakta, duygusal dalgalanmalarına bir de özenti ve merak eklendiği takdirde gençlerimizin ve evlatlarımızın kötü alışkanlıkların pençesinedüşmelerine ve daha sonra da bağımlı hale gelmelerine yol açmaktadır.

Bağımlılığın en kesin çözümü bağlanmamak ve bağlanmayı engelleyici önlemleri almaktır. Bu sebeple işbirliği ve dayanışma içerisinde,kendilerine ailelerine, topluma ve yaratanına karşı sorumluluk duygusuna sahip kişiler yetiştirilmesine katkı sağlamalı,bağımlılıkların ardında yatan risk faktörlerini tespit etmeli, koruyucu faktörler ilebataklığı kurutmaya çalışmalı, çocuklarımızın, gençlerimizinkurtulmasını ve sağlıklı nesillerin yetişmesini sağlamalıyız.


GÜNÜN DUASI:

'Davûd'un dualarından biri de şuydu: 'Allah'ım! Senden senin sevgini, seni sevenin sevgisini ve beni senin sevgine ulaştıran ameli isterim. Allah'ım! Senin sevgini, bana kendimden, ailemden ve serin sudan daha sevimli kıl.''(T3490 Tirmizî, Deavat, 72)