Hüseyin Güven yazdı.

Cumhuriyet'in banisi, Türk Milleti'nin hadimi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamaya ihtiyacımız var…
Evvelsi gün 10 Kasım'dı… Hüznün 80. Yılı… Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir güne sığdırılmamalı… Sadece 10 Kasım'da değil her daim anılmalı… Her şeyden öte anlaşılmalı… Çizdiği yolda gösterdiği hedefe durmadan yol alınmalı…
Türkiye Cumhuriyetin doğduğu günden bu yana Mustafa Kemal Atatürk'ün izlerini taşıyor… Bize mirası ise Türkiye…
Gelecek nesillere taşımak ise bizlerin boynunun borcu…
GAZİ YAKUP SATAR…
'Düşman sadece Yunan gavuru değildi ki yavrum!
İngiliz'i vardı, Fransız'ı vardı, İtalyalısı vardı, Rusya'sı vardı, Ermeni'si vardı...
Bir de bunlara yardım bizim hocalar vardı, şeyhler vardı, ağalar vardı, hainler vardı... Vardı da vardı…
Çok şükür bizim bir Allah cc'ımız vardı
Bir de Mustafa Kemal Paşamız.'
Demişti Yakup Satar…
Yakup Dedemiz 10 yıl önce 110 yaşında vefat etmişti…
O dönemler süvariymiş / Kurtuluş Savaşı ve I. Dünya Savaşı Irak Cephesi'nde savaşmış, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası sahibi Türkiye'nin son İstiklal Savaşı Gazisi Yakup Satar hemşehrimizdi / Eskişehir'liydi…
Görülüyor ki o hainler halen var…
'Bağımsızlık benim karakterimdir' diyen, Türkün karakterini onuru her daim önde tutan adam gibi adamı anlamamışlar…
İLK DİYANET İŞLERİ BAŞKANI VE SONUNCUSU!
3 Mart 1924 tarihinde Şer'iye ve Evkaf Vekaleti kaldırılarak yerine, 429 sayılı Kanunla, Başvekalet bütçesine dahil ve Başvekalete bağlı Diyanet İşleri Reisliği, bugünkü adıyla Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur...
Millî Mücadele yıllarında büyük hizmetler vermiş, idarî tecrübesi olan ve uzun zaman Ankara Müftülüğü görevinde bulunan Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi, 1 Nisan 1924 tarihinde Diyanet İşleri Reisliğine getirilmiştir...
En yüksek devlet memuru maaşı alan Diyanet İşleri Reisine, bakanlara verilen kırmızı plakalı bir makam aracı tahsis edilmiş ve protokoldeki yeri de bu özelliklere göre belirlenmiştir.
Ve detaylarını kaynaklarda bulmak mümkün…
Kısaca ilk Diyanet İşleri başkanlığını kuran Mustafa Kemal Atatürk'tür
RIFAT BÖREKÇİ ANLATIYOR…
İlk Diyanet işleri başkanı Rıfat Börekçi anlatıyor;
Atanın huzuruna girdiğim zaman beni ayakta karşılardı.
Utanır, ezilir, büzülür, ''Paşam beni mahcup ediyorsunuz'' dediğim zaman!
'Din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır' buyururlardı…
Atatürk, şahsi çıkarları için kutsal dinimizi siyasete alet eden cahil insanları sevmezdi… Hala mı anlamadınız ha erenler!
NEDEN 10 KASIM SAYIN ERBAŞ?
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 10 Kasım'da Mustafa Kemal Atatürk'e, Milli Mücadele'ye, ecdadımıza, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy'a türlü hakaretlerde bulunan, 'keşke yunan kazansaydı' diyen /en hafif ifadeyle müptezel Kadir Mısıroğlu'nu ziyaret etmiş…
Bu ziyaret öyle hiç sıradan ve masum bir ziyaret olarak görülmemeli…
Sayın Erbaş! Ziyaretinizde ki amaç nedir?
Düğün değil bayram değil neden 10 Kasım Sayın Erbaş? Bir gün öncesi ve/veya sonrası olamaz mıydı bu ziyaret? Peki ya diğer günler olamaz mıydı?
Malumun ilanı gibiydi hasta! Ziyaretiniz… Göstere göstere… Neden Türk Milletinin gözüne soka soka yaptınız bu ziyareti?
İlk başkan merhum Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi versin size cevabı! Olmadı vicdanınıza havale…
CUMA HUTBESİNE BİR FATİHAYI ÇOK GÖRDÜNÜZ!
9 Kasım'da Cuma nasip oldu /Cuma hutbesini dikkatle dinledik hepimiz… Cuma hutbesinde Mustafa Kemal Atatürk'e ve aziz şehitlerimize bir Fatiha'yı bile çok gördünüz Sayın Ali Erbaş!
1) Kur'an'ın bilimsel tefsirini yaptıran, bastıran ve ücretsiz dağıttıran kimdir Sayın Erbaş?
2) 'Hak Dini Kur'an Dili' ismi ile 1936 da Elmalılı Hamdi Yazır'a…. İmam Buhari'nin sağlam hadislerinin çevirisini yaptıran ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağlayan (1932, Ahmet Nazım, Kamil Miras) kimdir peki?
Bilmiyorsanız yazayım diyeceğimde fazlasını adınız gibi biliyorsunuz…
Biliyorsunuz fakat işinize gelmiyor!
Farkında mısınız bilmem!
Türk Milletini sabrını fazlasıyla zorluyorsunuz!
Başında bulunduğunuz Diyanet İşlerini kuran Mustafa Kemal Atatürk'tür Sayın Erbaş! En azından aziz ruhuna saygılı olunuz!
Burası kabile devleti değil Sayın Erbaş... Türkiye Cumhuriyeti… Ve Diyanet İşleri başkanı olarak sizlerin sorumlulukları var / olmalı… İstifa etmekte bir erdemdir…
Ezcümle;
Farkında mısınız bilmiyorum ama 'Türküm demek' neredeyse suç oldu bu topraklarda…
BİZ ATA'MIZA SAHİP ÇIKIYORUZ!
Tinin şad mekanın uçmağ olsun Atam...
Saygı olsun bu çelik atlıların göktuğuna,
Tuğu kaldırmış olan orduların Başbuğuna!
Ve son sözüm halen Atatürk'e saygı duymayan, anlamayan hainlere!
Biz haklı olarak ATA'mıza sahip çıkıyoruz, siz de kendi atalarınızı bulun ve onlara sahip çıkın!
'Ne mutlu Türküm diyene!'
Ves'selam…
///
HASAN SEZER'İN ACI GÜNÜ…
Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV) Eskişehir Şube Başkanı, dava arkadaşımız Hasan Sezer Bey'in annesi vefat etti... 2 yıl evvel neredeyse aynı gün de babasını kaybetmişti Hasan Bey… Geçen yıl ise ablasını… Acı üstüne acı, sızı üstüne sızı…
Merhume annemizin cenazesi Emirdağ'ın Aşağı Piribeyli Köyünde defnedildi...
Merhume annemize Allah cc dan rahmet başta Hasan Sezer olmak üzere yakınlarına ve teşkilatımıza baş sağlığı sabır ve sadır genişliği diliyorum…
Aziz Mahmut Hüdayi, Efendimiz'in mektup muhtevasını şöyle şiire dökmüştür:
Alan Sen'sin, veren Sen'sin, kılan Sen
Ne verdinse odur, dahi nemiz var!