Bu sene deprem felaketi sonrası hanelerimize gelen ramazan ayının manevi hayatımıza ve acılı yüreklerimize şifa olmasını rabbimden niyaz ederek başlayalım.
On bir ilimizde yaşanan deprem felaketi, on bir ayın sultanını gönül coğrafyamızda mahzun ve acılı bir şekilde karşılamamıza sebep oldu.
Öyle ki geçen yıl sıcacık evlerinde iftar açıp, sahur yapan milyonlarca Kahramanmaraşlı, Antepli, Malatyalı, Kilisli, Adıyamanlı, Ş.Urfalı,Hataylı depremzede vatandaşlarımızı bir anlık düşünelim…
Evlerinden yuvalarından çok uzakta, ülkemizin dört bir tarafına göç etmek zorunda kaldıklarından üzüntülü ve buruk girdiler ramazana...
Yaşadıkları şehirleri terk etmeyenler ise, çadırda yada 5-10 m2 konteyner içerisinde karşılamak zorunda kaldı.
Allah sabır versin! Hiç kolay değil!
Arkasından gelen sel felaketi acıyı katmerledi.
O sebeple; depremzede kardeşlerimizi iftar saatinde yada sahur sofrasında düşündükçe lokmalar boğazımızda düğümleniyor!
Bu ramazanın, ruh ve gönül dünyamızda ferahlık bulduğu, kardeşliğimizin pekiştiği, umutlarımızın yeniden yeşerdiği bir bahar mevsimi olmasını diliyorum.
Diğerlerinde olduğu gibi bu ramazanda, her şeyden önce sabırdır,şükürdür,dayanışmadır ve de yardımlaşmadır bizim köklü medeniyetimizde!
Neredeyse bir hafta geride kaldı.
Zaman doludizgin bir ırmak gibi akıp gidiyor hayatımızdan. Yarının ne getireceğini bilemiyoruz.
2023 yılının Ramazan ayı, çoraklaşmış toprakların rahmete ve yağmura ihtiyaç duyduğu gibi bizim de felaketlerle yoğrulmuş ve dahi çoraklaşmış, mahzun yüreklerimizin muhtaç olduğu öyle bir zamanda çıkıp geldi!
Yüreklerimizin dermansız kalmaya başladığı zamanda her türlü derdimize derman, gönül yaramıza merhem olmaya geldi.
Her gelişinde, bize iftarın sevincini, sahurun bereketini, oruç ibadetinin bize kazandıracağı takvayı getiren kutlu bir ay.
Ramazan, aynı zamanda yanı başımızda ekonomik zorluklara bağlı geçim darlığında bulunanlar ile depremzede kardeşlerimizden haberdar olmayı, bize unuttuklarımızı o bizi biz yapan ulvi değerlerimizi bir kez daha hatırlatmaya geldi.
İnsan olarak hayatın olağan akışı içerisinde bazen unutuyoruz. Kendimizi,Rabbimizi,çocuğumuzu,kardeşimizi, komşumuzu, yetimi, fakiri.
Ramazan bize soframızı aşımızı, katığımızı bir kez daha paylaşmayı hatırlatıyor.
Kim ne söylerse söylesin günümüzde bir kilo etin 300 TL. beyaz peynirin kilosunun 100 TL'yi geçtiği piyasada fakiri fukarayı,garibi gurabayı düşünmek gerekir.
Dolayısıyla ramazanın paylaşma ayı olduğunu, her türlü bireyselliği ve egoizmi ortadan kaldıran empati yapmayı öğreten, aç insanların halinden anlamayı öğreten büyük bir ibadet.
Eğer biz müminler topluluğu olarak Rabbimizin her sene bize tanıdığı bu büyük imkanı çok iyi değerlendirirsek, onbir ayda da bizi kurtuluşa götürecek muhteşem bir fırsata dönüşebilir.
Neticede manevi iklimin yoğun yaşandığı aydayız.
Geçtiğimiz akşam teravih namazı öncesi vaaz eden Emre hocamızın söyledikleri, bir iç muhasebe yapma geçen bir yıllık zamanı bir çek etme gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Biz ramazanı o her sene yücelerden gelen o kutlu misafiri çok iyi ağırlayarak onun bize getirdiği bütün değerlere sahip çıkmak zorundayız.
Bu yazıyı okuyan bütün dostlarıma arkadaşlarıma çağrıda bulunuyorum.
Ramazan bizim için çok büyük bir fırsat. Geçtiğimiz ramazan mevsiminde aramızda bulunan birçok tanıdığımız, eşimiz, dostumuz bugün maalesef aramızda değil.
Bir sonraki ramazan ayında bizim olacağımız ise garanti değil.
O halde bu, bizim son ramazanımız diye bir i muhasebe yapalım!
Sekülerleşen dünyada sağlık sorunları başta olmak üzere çeşitli nedenlerle oruç tut(a)mayanların tutanlara karşı duyarlı saygılı ve hoş görülü olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Caddeleri, sokakları, mekanları birlikte paylaştığımız ortak alanlarda daha hassasiyet gösterilmesi gerekmez mi?
Özellikle sosyal medyada adeta ramazan ayı içerisinde olunduğunun farkında olmadan yeme içme paylaşımları yapılmaması oruçlu kardeşlerimize karşı mecburiyet olmasa da saygı gerektirir!
Sevgili Peygamberimizin bir hadisi ile yazımızı tamamlayalım. 'Mü'min bal arısı gibidir. Bal arısı, hep güzel şeyler yer, hep güzel şeyler üretir. Her yere konar ama hiçbir şeyi ne döker, ne kırar, ne de ifsat eder.' buyurur. Dileriz bu çağrı, mü'minlerin hem üretirken hem de tüketirken zihin ve gönül dünyalarında Yüce Yaradan'ın emir ve yasaklarını, O'nun belirlediği ölçüleri göz önünde bulundurmaları için iyi bir Ramazan ikramı olur.
Dileriz bu çağrı, insanoğlunun yapısında var olan açgözlülük ve doyumsuzluk hislerini; lüks hayat, servet ve zenginlik tutkusunu Ramazanın manevi ikliminde tedavi etmesine yardımcı olur.
Öyleyse geliniz deprem felaketinin gölgesinde ilahi rahmetin yeryüzüne sağanak sağanak indiği 2023 yılının Ramazan ayında kalbimizi, tefekkür dünyamızı ve bütün hayatımızı ramazanın ve orucun getirdiği güzelliklerle buluşturalım.