Deniz Çağlar Fırat

'Eskişehirspor Eskişehir'in markasıdır. Talihsizliği şudur. Son zamanlarda ne yazık ki iş becerenlerin, dürüst yönetenlerin değil atını dağdan atlatan birtakım yöneticilerin eline kalmıştır. Carcur edilmiştir. Hesap sorulamaz hale gelmiştir. Bütün istekleri para, para, para olmuştur. Aldıkları parayı da carcur edip takımı perişan hale getirip, kulübü ortada bırakmışlardır. Bunlar yönetici değil yok edicilerdir. İftira atmaktan çekinmezler. Siyasileri birbirine düşürmekten geri kalmazlar. Yasa olarak Büyükşehir Belediyesinin spor takımlarına maddi destek verme yetkisi yoktur. Ağır hapis cezaları vardır.
Ancak onlara akıl verdik. Kenar mahallerde imara açılan yerler var tarla sahipleriyle anlaşın gidin oralara size blok yapacağız deyin Eskişehirspor yönetimine böyle müteahhitler geldi. Satarsınız para kazanırsınız dedik ama dernek statüsünde olmaz dedik. Benim bu fikrimi kendi işlerinde kullandılar. Eskişehirspor'a tek bir metelik bile vermediler. Tek akıllıca iş vardır: Evvela dernek statüsünde çıkın. GS, BJK ve FB ile mi rekabet edeceksiniz dernek statüsü ile bu olmaz, hemen şirket olun. 3-4 yıllık plan yapın. Ama beni dinlemiyorlar'
Yukarıdaki sözler Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e ait. 31 Mart seçimleri öncesinde, Eskişehirspor'a destek olmuyor diye eleştirilen deyim yerindeyse haksız bir algı kampanyası ile karalanmaya çalışılan Büyükerşen'e ait.
Şunu ifade etmem gerekir ki, bugün Eskişehirspor'un içinde bulunduğu durumun ana müsebbipleri Büyükerşen'in Eskişehirspor'a balık vermeyi reddedip balık tutmayı öğretmeye çalıştığının farkında olmayıp illa da 'para, para' diye tutturanlardır.
Oysa şirketleşme önerisi bugünün değil, birkaç yıl öncesinin gündemidir ve defalarca da dile getirilmiştir. Oysa her şirketleşme çağrısı yapılıp öneriler getirildikçe Eskişehirspor'a üstelik de hiçbir şekilde kaynak ayırmadığı halde kaynak ayıracak umuduyla siyasetçilerin peşinde koşanlar çözümün bu olmadığını er ya da geç anlamak durumundadır.
Şirketleşmeyi aynı zamanda bir Eskişehirspor Kongre üyesi olarak da yıllardan beri savunan biri olarak daha önce de defalarca yazdığım gibi Eskişehirspor'un kurtuluşu için ilk yapılacak iş dernekçilik kafasından sıyrılıp Eskişehirspor'u siyaset, parti, grup, zümre ve elitlerden kurtarıp halka indirgemek gerekir.
Bakın 5 Haziran 2018 tarihinde ne yazmıştım;
DERNEKÇİLİK KAFASINDAN SIYRILMAK GEREKİYOR
'Eskişehirspor yöneticileri, kongre üyeleri şu 'dernekçilik' kafasından sıyrılmak zorunda artık. Devir o devir değil. 1950'lerin sistemiydi dernekçilik. Bitti o devir. Bittiğini her geçen gün değişik alanlarda farklı uygulamalarla görüyoruz.
Milyonlarca liranın, doların döndüğü bir sistemde denetim-katılım-yönetim mekanizmalarının sağlıklı oluşturulması gerekiyor. 1950'lerde futbolda bir teneke peynirle transferler yapılıyordu, 1980'lerde adam kaçırmalarla…
1990'larda futbol değişti, kapitalistleşti. Şimdi milyonlarca dolar döküyorsunuz…
Oyunu kuralına göre oynayacaksak, kuralları bilmemiz gerekiyor. Biz 1950'lerin kafasıyla 2018'de takım yönetmeye, yönetim belirlemeye çalışıyoruz.
Bu bakış açısından başarı falan doğmaz.

Kulübün kapıları taraftara açılmalı, taraftar yönetimde söz sahibi olmalı.
Ben buna inanıyorum.'
ESKİŞEHİRSPOR'UN ŞİRKETLEŞMESİ İÇİN TÜZÜK KURULTAYI YAPILMALI
Eskişehirspor'u babasının çiftliği gibi görüp dilediği gibi at koşturmak isteyenler söz, yetki ve yönetim hakkını artık profesyonel şirketleşme yoluyla halka açmalı, şirketleşme için gerekli tüm koşulların sağlanması için tüzük kurultayına gitmek zorundadır.
Kurumsal ve profesyonel yönetim için ne gerekiyorsa yapılmalı ve Eskişehirspor şirketleşmelidir. Tüzük Kurultayı için çağrı yapılarak önümüzdeki sezon planlamasına zaman kaybetmeden başlanmak zorundadır.
Eskişehirspor, Bizim Çocuklarla neler başardığını herkese göstermiş bir takım. Sportif anlamda olmasa bile ruh, inanç, mücadele azmi ve hepsinden önemlisi Eskişehir ruhu ile bir ideal hayata geçirilmiştir. İşte ihtiyaç duyduğumuz model de tam olarak budur. Sahada Bizim Çocukların başardığını masa başında Abileri yapabilir.
Denetlenebilen, hesap verebilen, şeffaf bir şirket çatısı altında Eskişehirspor'un başaramayacağı hiçbir şey olmayacağını da hep beraber görürüz.
Yeter ki dernekçilik kafasından kurtulalım…