Kazım Kurt'un Odunpazarı Belediye Başkanı olmasının ardından neler yapacağı kamuoyu tarafından sabırsızlıkla bekleniyor. Çünkü üzerinde en çok tartışılan, en çok merak edilen belediye Odunpazarı olarak görülüyordu.
Her ne kadar seçim öncesi açık bir dille ifade edilemese de Büyükşehir ve Tepebaşı'nın CHP'nin kazanacağı birçok gazeteci tarafından tahmin edilse de Odunpazarı 'acaba' dedirtmeye devam ediyor, özellikle Emine Edizgil ile yükselen bir MHP trendine dikkat çekiyordu.
Nihayetinde Kazım Kurt, tüm bu acabalara rağmen Odunpazarı'nı 95 bin oyla, en yakın rakibine 12 binin üzerinde fark atarak kazanmayı başardı. Şu kesin ki, Kazım Kurt oldukça deneyimli bir siyasetçi. Bugüne kadar girdiği tüm seçimleri de kazanmayı bildi. Partiden uzaklaşma aldı, yılmadı çalıştı, geri döndü milletvekili seçildi.
Kimsenin analiz etme ihtiyacı duymamasına rağmen, Kurt, Eskişehir'de girdiği tüm seçimlerden başarıyla çıkmayı başardı. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında Odunpazarı'nı kazanması da asla sürpriz değil beklenen bir sonuçtu.
SAĞ SİYASETTEN SIYRILMAK
Ama Kurt, belediye başkanlığını kazanınca, tüm bunlar unutuldu, gözler bir anda yönetim anlayışına çevrildi. Kazım Kurt, ne yapacak, nasıl bir belediyecilik gösterecek? Denilmeye başlandı. Gizliden gizliye sorulan bu sorular da artık açık bir dille de dillendirilmeye başlandı. Özellikle sağ-muhafazakar kesim Kurt'un vermek istediği mesaj ya da yönetim anlayışından ziyade doğrudan politikalarına, kararlarına yönelmeye başladı.
Çünkü iki dönemdir 'sağ siyaset' anlayışı ile yönetilen Odunpazarı'nda şimdiden bu tarz eleştirilerin gelmesi de oldukça normal aslında. İnsanların alışkanlıkları ile yaşadığı toplumda yeni bir anlayış sunmak ve o anlayışın arkasındaki zihniyeti anlatmaya çalışmak kolay değil.
**
Yukarıdaki satırları 31 Mart 2014 seçimlerinden ardından 13 Nisan 2014 tarihinde kaleme almıştım. Üzerinden 4,5 yıl geçti. Şimdi Mart 2019 seçimlerini konuşuyoruz.
Bu süre zarfında Kazım Kurt, özellikle sağ siyasetin ve onların taşeronluğunu üstlenen kesimlerce sürekli eleştirildi, projeleri ve politikaları eleştirildi. Kurt, başkanlık koltuğuna oturduktan 12 gün sonra yaptığım tespitteki gibi sağ kesim, Kurt'un vermeye çalıştığı siyasal yönetim anlayışını ve mesajını asla gündemine almadı.
Kurt'a doğrudan proje odaklı muhalefet yapıldı. Bu aslında Kurt'u daha da güçlendirdi. Kurt, projelerini ortaya koyarken diğer taraftan alan yönetimi yaptı, projelerini bölge halkına danıştı, anlattı. Yapamadıklarını sebepleri ile sundu.
Eleştirilere karşı her zaman soğukkanlılığını korudu, kendini kaybetmedi. Tipik sol siyasetin bir yansıması olarak sürekli hakkını aradı, bunu yaparken de kitlelere nedenlerini anlattı.
Hamamyolu'nu adam etti, eleştirildi.
Bale atölyesi açtı, eleştirildi.
Mahallelere alan yönetimi kurdu, eleştirildi.
Fidanlık elinden alındı, eleştirildi.
Kanlıpınar elinden alındı, eleştirildi.
Küçük Sanayi için proje geliştirdi, eleştirildi.
Gündoğdu için çabaladı, eleştirildi.
DSİ, Vakıflar, Orman, BEBKA, Diyanet bile karşısına dikildi, yine eleştirildi.

Kısacası Kazım Kurt, aslında hep yaptıkları ve yapmak istedikleri için eleştirildi, ürettiği için eleştirildi, bir şeyler ortaya koyduğu için eleştirildi.
İşte sağ siyasetin unuttuğu buydu.
Kazım Kurt, eleştirildi ama yaptıkları için eleştirildi.
Kimse kalkıp da Kurt, şunu da yapmıyor diyemedi.
Gündoğdu dediler, karşısında çarşaf çarşaf proje dosyası buldular.
Küçük Sanayi dediler, Kurt çıktı projesini anlattı.
Hamamyolu dediler, yerden yere vurdular günün 18 saati yaşayan bir semt ortaya çıktı. Şimdi eleştirenler de sus pus…
Ama 14 Nisan 2014'te yazdığım gibi '… çünkü iki dönemdir 'sağ siyaset' anlayışı ile yönetilen Odunpazarı'nda şimdiden bu tarz eleştirilerin gelmesi de oldukça normal aslında. İnsanların alışkanlıkları ile yaşadığı toplumda yeni bir anlayış sunmak ve o anlayışın arkasındaki zihniyeti anlatmaya çalışmak kolay değil.'