Hayatımızın büyük bir bölümünü gerçekleşmesi çok çok zor isteklerle geçirdiğimiz hususunda hemen hepimiz, hemfikiriz.
Gelmesini dileriz, görmeyi arzu ederiz, ararız, çağırırız… İsteriz özetle.
Yerinde ve zamanında istemesini bilenin istediğini elde ettiğini de hepimiz biliriz aslında.
Sahip olduğumuzdan fazla bir şey istemenin bize bir şey kazandırmayacağının da farkındayız aslında.

İstemenin yetmeyeceğini, amacımıza ulaşmak için isteğimizin ısrarla takibi ile bu yolda azimli çalışma gerektiğini de hep biliriz aslında.
Her şeyin herkesten istenemeyeceğini hemen hepimizi biliriz. Hepimiz yine mahcubiyetle istediğimiz bir meselede muhatabın bu isteği yerine getirmemesi ile bizden daha çok mahcup olacağına inanarak sık kullandığımız 'İsteyenin bir yüz kara vermeyenin iki yüzü' ya da 'İsteyenin bir yüz kara vermeyen Arap' atasözümüz hep aklımızdadır.
Keyfimizin isteğine göre değil gerçek ihtiyaçlarımıza bağlı isteğimize göre istemeyi de çoğu kere beceremeyiz.

İstemediklerimizi belli etmek yerine istediklerimizi belli edersek sonuca çabuk ulaşırız.
Vermeyi bildiğimiz kadar isteme hakkımız doğar. Yüzsüzlük yapmanın anlamı da gereği de yok aslında.
İstemeye istemeye istemeyi unutmayalım aman.

İsteyelim. İstersek; yerinde, zamanında, gereği kadar istersek mutlu olabiliriz.
Mutlu olacak o kadar çok şeyimiz var ki.Evet; mutluluk için unutacağımız,unuttukça yenilerini öğreneceğimiz o kadar çok şeyimiz var ki.Aramakla başlıyor bunların hepsi.
Arayan buluyor. Arayana yardımda ediliyor. Arayanın tabiat bile yanında yer alıyor. Ne aradığını bilenin hemen her şey, hemen herkes yanında duruyor.
Aramak bir mutluluk başlı başına.

Evet, aramak, mutsuzluktan kaçış yalnız başına.Aramak yaşamak demek hal ve şart ne olursa olsun.
Aramak; yaşadıkça yaşamanın farkına varmak, aramak yaşadığını haykırmak yaşamasını bilene!
Aramak, sevmek. Sevmek yaşadıkça yenilerini aramak…
Arayan bulur; arayacağız!Hayalde olsa düş de olsa arayacağız.

Güzellikleri hep bir araya toplamak değil de nedir yaşamak.
Yaşamak, bıkıp usanmadan çirkinlikleri güzelleştirmeye çalışmak değil de nedir.
Hayalde olsa düş ne olsa ardı arkası kesilmeyen hoşluklar,değil de nedir yaşamak.

Boşlukları, boşları boş verip hoşça yaşamak değil mi gerçek yaşamak!
Gereği gibi yaşamak, gerçekleri yaşamak, inandığı gibi yaşamak; olmazları olduruverdiğine inanmak değil de nedir yaşamak!
Yaşamak, olmazları oldurmak aslında. Bir yönüyle de olmaz yok, inanırsak aslında.

Aslında engelliler, hep varsayım. Engellere inat mutluluğa güle oynaya mutlu gitmek var aslında.
Zor gibi, imkansız gibi görünebiliyor bu kimi zaman.
Olsun varsın. Olsun, 'Zor olanı yaparızimkansız biraz zamanımızı alır.' demişler ya işte öyle bir şey.
Evet, öyle bir şey işte yaşamak.
Mutluluğa koşmak, mutlu olmak; her işin başı.

Her işin başı, aynı zamanda bir işin sonu aslında. Baş ve son iyi olur biz iyi olursak. Biz istersek engeller küçülür de küçülür gözümüzde.
İsteyelim yeter ki. Yeter ki isteyelim!

Tanıdık, eş dost, hısım akraba, büyükler küçükler azalmasın dünyamızdan.
Kafalar karışık, canlar sıkkın da olsa da birliğe koşalım.

Umut, korku, öfke, sevinç karışık da olsa dirlik düzen için bir araya gelelim.
Gücümüzü azmimizi bilenler bizi kabullenenler gelsin yanımıza.
Zor da olsa, zahmetli de olsa anlaşabilmek için anlaşılmak için bir araya gelelim.

Yeni pişmanlıklar yaşamamak için geçmiş pişmanlıklardan ders alalım.
Yolumuz da yoldaşımız da bizden olsun.

Olmazsa olmasın bazı şeyler varsın. Biz olalım yeter.
Biz olabilirsek bize benzeyen, bizi kabul eden; bizi çabuk bulur inanın.
Güzellikler bekliyor bizi; isteyelim!

Hayal de olsa olmazları oldurmaya çabalayalım.
Mutluluğu doya doya yaşayalım.Çabuk olalım çabukisteyelim.

Dünden bugüne böyleydi bu işler. Bugünden yarına da böyle olacağa benziyor. Dünya kuruldu kurulalı değişmemiş bu kural: Veren kul, verdiğini ister eninde sonunda.
İstemeninen güzeli O'ndan isteme… Allah'tan isteyelim.

'Verse minnet, vermezse hikmet' deyip Allah'tan isteyelim.