1983 yılında Artvin’de doğan, 5 yaşındayken ailesi ile Eskişehir’e yerleşen Milli Karateci ve Milli Hakem Mehmet Altunoğlu 8 yaşındayken başladığı karateyi hiç bırakmadı. Bir çocuk babası olan ve bankacılık sektöründe çalışan Altunoğlu, veteran (35 yaş sonrası) kategorisinden önce çok sayıda Türkiye derecesi elde etse de yurtdışına açılması veteran kategorisinde gerçekleşti. Altunoğlu, Şubat ayında Karadağ’da yapılan ve 11 ülkeden 400’e yakın sporcunun katıldığı Büyükler Veteranlar Balkan Şampiyonası’nda 85 kilo kumitede şampiyon olarak bayrağımızı dalgalandırdı. Kategorisinde ulaşabileceği en üst dereceye yani Balkan Şampiyonluğuna ulaşan Altunoğlu, ilerleyen dönemde veteranlarda Avrupa ve Dünya Şampiyonaları düzenlenmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak her an yarışacak gibi çalışmalarını sürdürüyor. 

Spora nasıl başladınız?

Spora ilkokuldayken dağıtılan bir broşür ile başladım. Yaz okulları için okullara broşür getirmişlerdi. O broşürde karate resmen gözüme parladı, ‘Buradayım bana gel’ diye. Babamla birlikte kayda gittik. O beni yüzmeye kaydettirmek istiyordu ama ben orada resmen karatenin kayıt yapıldığı yere doğru kendimi yere atarak hücum ettim ve karateye başladım. Erkan Taşbaşı hocam ile başladım, daha sonra spor hayatım Sami Toğay hocam ile geçti. Yaklaşık 33 yıldır Sami hocamla, artık hocam demeyeyim kendisi benim için baba gibi, çalışıyoruz.

Karateyi seçtiğiniz için hiç pişmanlık yaşadınız mı?

Hiç pişmanlığım olmadı. Spordaki ilk 3 ayımın sonunda il şampiyonasında beyaz kuşak olmama rağmen ileri kuşak arkadaşlarla mücadele edip Eskişehir 3’üncüsü oldum. İlk madalyamı o zaman 8 yaşındayken aldım. Bu benim için çok büyük bir başarıydı. O madalya şu anda en değerli, üst rafta sergilediğim bir madalya.

Elde ettiğiniz başarılar nelerdir?

Çocukluk dönemimde belli bir süreden sonra sürekli Eskişehir 1’incisi oldum. Bölgesel maçlarda sürekli şampiyonluklar kazandım. Türkiye Şampiyonalarında şampiyonluk dahil dereceler aldım. İş hayatına başlayınca biraz müsabıklık layığıyla yapılamamaya başladı. Evlilik yaşadım. Bu süreçte ev ve çocukla ilgilenmek gerekirken müsabıklıktan uzak kaldım. O dönemde hakemlik kariyerime devam ettim. Halen devam ediyorum milli hakemim. Veteran kategorisi başlayınca artık 35 yaş üzeri sporcu olarak yarışmaya başladım. 2022’de Türkiye 2’ncisi oldum. 2023’te aynı kategoride Türkiye Şampiyonu oldum. Ardından 4. Uluslar Arası Gemlik Turnuvasında 10 ülke arasında kategorimde şampiyon oldum. 23 Şubat 2024’te Karadağ’da düzenlenen Balkan Veteran Şampiyonası’nda 85 kiloda Balkan Şampiyonu oldum. 35-40 saatlik dönüş yolculuğunun ardından hemen 2024 Türkiye Şampiyonasına katılarak 3’üncü oldum.

Başarının sırrı nedir?

Öncelikli olarak vücuduna en yatkın sporu keşfedebilmek. Benim şansım şuydu, ilk tercihime bunu yakalamış bir sporcuyum. Ardından iyi antrenörlerin elinde yoğrulmak, eğitilmek çok önemli. Ardından da herkesin malumu azimle, kararlılıkla çok çok çalışmak…

Karate hayatınıza neler kattı?

Öncelikle özgüven kattı. İkincisi fiziksel olarak beni her zaman dinamik tuttu. Bir diğeri, mental olarak rahatlatıcı bir spor. Stresten uzaklaştıran, zihni dinç tutan bir spor. Diğer branşlarda da muhakkak bu özellikler var ama karatenin felsefi yanı biraz daha diğer sporlara göre ağır basıyor. Hayatta her yönüyle disiplin içinde yaşamamı sağlıyor.

Uluslar arası müsabakalarda yaşadığınız deneyimler nasıldı?

Öncelikli olarak milli duyguları yaşamak çok önemli. Türk bayrağını göğsüme takıp maçlara çıktığım zaman kendimi daha motive hissediyorum. Mücadelem sadece kendim için değil ailem, hocam, şehrim ve ülkem için olduğundan her şey biraz daha kolay oluyor. Aynı zamanda insan sırtında biraz daha yük hissediyor. Ama vücut ve zihin hazırsa Allah kolaylığını veriyor. Gittik, müsabakalarda layığı ile görevimizi yerine getirdik.

Balkan Şampiyonu olunca neler hissettiniz?

Tarif edilmesi güç bir duygu seli yaşadım. Yabancı bir ülkede olması, orada ülkemi temsil etmek, bunlar çok gurur verici. Çok büyük gurur hissettim. Televizyonlarda uluslar arası maçlarda kürsüye çıkıp İstiklal Marşı okunurken ağlayan sporcuları gördüğümde evde ben de onlarla ağlardım. Balkan Şampiyonasında rakiplerime 1 puan dahi vermeden şampiyon oldum. Yurt dışında da ağlamak nasip oldu çok şükür.

Hedefleriniz neler?

Aslında şu an başarabileceğim en üst başarıyı yakaladım. Çünkü veteran kategorisinde Balkan Şampiyonasının ötesinde bir yarışma henüz yok. Şu an hedefime ulaştım ama ilerleyen yıllarda veteran kategorisinde Avrupa ve Dünya Şampiyonaları yapılabilir. Eğer yapılırsa oralar için kendi kategorimde en büyük aday benim. Hedefim oralarda da mücadele edip bayrağımızı dalgalandırmak, ülkemi en iyi şekilde temsil etmek…

41 yaşında şampiyonluklar yaşıyorsunuz. Çevrenizden nasıl dönüşler alıyorsunuz?

Bütün arkadaşlarım, ailem, antrenman salonundaki genç kardeşlerim hepsi büyük bir gurur yaşadıklarını ifade ettiler benimle alakalı. Hepsi çok sevindi. Bu benim için bireysel bir başarı ama çevremdeki herkes için milli bir başarı olduğu için o milli duyularla hareket eden herkes çok büyük takdir gösterdi. Çok destek oldular. İş hayatımda çalıştığım şubemdeki müdürlerim, genel müdürlükteki yetkililer, insan kaynakları bölümündeki yetkililer de beni bu hususta çok desteklediler sağ olsunlar. 1 aydır film yıldızları gibi geziyorum. Çok onur verici…

İş ve sporu nasıl dengede götürüyorsunuz?

Mesai saatlerimiz çok yoğun geçiyor. Banka sektöründe çalışıyorum. Mesai bitince evime gidip ufak bir şeyler atıştırıp antrenmanıma geliyorum. Haftanın 2-3 günü antrenman yapıyorum. Antrenmanım olmadığı zamanlarda koşu, bisiklete binmek gibi vücudumu sürekli dinamik tutuyorum. İkisi birbiri ile koordineli gidebiliyor. Bunun haricinde babayım, evladımla da vakit geçirmem gerek. Hepsini ayarlayabiliyorum. Koordineli, planlı yürüyünce hiçbiri birbirine engel olmuyor, aksine başarı grafiğini yukarıya taşıyor.

Antrenman temponuz nasıl? Kendi kategorinize uygun antrenman partnerleriniz var mı?

Birkaç arkadaşım var aslında benim kategorime yakın ama süreklilikleri yok. Ben genç sporcu kardeşlerimle antrenman partneri olarak çalışıyorum çoğu zaman. Bu da şöyle bir avantaj sağlıyor, bu çocuklar gençler, dinamik ve çok hızlılar. Ben onlarla antrenman yaparken onların yaşında gibi kendimi kaptırıyorum bu da bana hız konusunda artı olarak geri dönüyor. Gençlerle çalışmak performansımı arttırıyor.

Türkiye, diğer ülkelere göre karatede ne durumda?

Türkiye karatede dünyanın en iyi ilk 3 ülkesinden biri. Bazen birinci sırada oluyoruz, bazen iki, üç.. Ama daha aşağılara hiç düşmüyoruz. Avrupa ve Balkanlarda en iyi ülkeyiz. Türkiye karatede söz sahibi bir ülke.

Başarılı futbolcu takımını sırtlıyor Başarılı futbolcu takımını sırtlıyor

Spora başlamak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Küçük kardeşlerime öncelikle istedikleri sporu yapmalarını tavsiye ediyorum. İçinden hangi sporu yapmak geliyorsa onu yapsınlar. Zaten sporcu o branşa uygun değilse ‘bu sporcuyu şu branşa yönlendirelim’ diyecek yetkin antrenörlerimiz var. Eğer o spor kendilerine uygun gelmezse kendilerine en uygun sporu arasınlar. Herkes için bir spor branşı var. Yetişkinler için ise tüm sporlar açık. 40 yaşındaki biri ‘Ben karate yapmak istiyorum’ dediğinde ona uygun antrenman programları yapılır. Sporun yaşı yok. Müsabık olamayabilir, madalya alamayabilirler ama karate yapabilirler. Vücut el verdiği müddetçe hangi branş olursa olsun spor yapılmalı.

Eskişehir’de sporcu olmaktan memnun musunuz?

Eskişehir’de çok güzel salonlar var ve spora çok elverişli. İlimizde spora destek olduğu müddetçe sporumuz çok daha fazla gelişebilir. Kendim için söylemiyorum ama şehirde maddi imkansızlıklardan dolayı müsabakalara gidemeyen sporcular var. Bu sporculara destek verilmesi sporumuzu ilerletecektir. Ben Eskişehir’de karateci olmaktan çok memnunum. Sami hocamla ki kendisi uluslar arası hakem ve milli antrenör, birlikte çalışmaktan çok mutlu ve gururluyum. Balkan Şampiyonluğunun ardından benimle ilgilenen ilk kişi sizsiniz. Spora ve sporcuya destek önce medya ile başlıyor. Siz de üzerinize düşeni fazlasıyla yapıyorsunuz. Bu hususta size de çok teşekkür ediyorum.

Foto 1: Antrenör Sami Toğay ve Mehmet Altunoğlu

Röportaj foto altı: Semih Akdemir, Mehmet Altunoğlu, Sami Toğay

Editör: Tuğçe Kaş