Türk Sanayisinin duayenlerinden İnan Kıraç, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ATSO) genç girişimcilerin konuğu oldu. Burada otomotiv sektöründeki son gelişmeler hakkında bilgiler paylaşan Kıraç, Türkiye’nin ilk yerli otomobilin elektrikli olacağını söyledi. Toplantıda Eskişehir'in de adı geçti.
Kıraça Holding Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, yerli otomobil ile ilgili olarak Antalya'da konuştu. Yapacakları otomobilin elektrikli olacağını belirten Kıraç, "Hangi şehirde yapacağız, hangi modeli yapacağız gibi konularımız var" dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin ise Kıraç'ın önemli bir sanayici olduğunu belirterek İnan Kıraç'ın babası için şöyle konuştu; "Cumhuriyet tarihini hatta Ankara ve Eskişehir tarihini anlamak için Ali Numan Kıraç ismine bakılmalıdır."
ATSO bünyesinde faaliyetlerini sürdüren TOBB Antalya Genç Girişimciler Kurulu tarafından, Kıraça Holding Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç’ın katılımı “Şirketlerde Devamlılığın Metotları” konulu bir konferans düzenlendi.
“TÜRKİYE'NİN İLK YERLİ OTOMOBİLİ ELEKTRİKLİ OLACAK”
Türkiye'de yerli otomobili üretecek 5'li grubun içinde bulunan Kıraç, son gelişmeler hakkında da bilgi verdi. Yapacakları otomobilin elektrikli olacağını belirten Kıraç, "Hangi şehirde yapacağız, hangi modeli yapacağız gibi konularımız var. Fakat 5 kişilik grup doğru bir gruptur. Şu anda Türkiye'nin her yerinde bu otomobili kullanmak mümkün mü, değil, altyapı lazım. Benzin doldurur gibi elektrik dolumu yapılabilecek istasyonlar lazım. Doğru zamanda Türkiye bu işe giriyor. Yan sanayi zayıf olduğu için başta zorlandık ama bugünkü yan sanayinin geldiği seviye çok yüksek. Birlik daha müşavir firmayı seçmeye çalışıyor, ona bir hazırlık yaptıracağız, ondan sonra şekillenecek. Kendimizi kapalı duvarlar arasına alırsak zarar ederiz. Avrupa'ya otomotiv sattığımız için bunu kapatmamız yanlış olur. Ben eski bir otomotivci olarak bunu yapabileceğimize inanıyorum" diye konuştu.
OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİ
Dünya devi Tesla'nın otomotiv sektöründe kullandığı teknolojinin harika ancak çok pahalı olduğunu vurgulayan İnan Kıraç, "Bu nedenle 100 bin araba satmış olmalarına rağmen sorun yaşıyorlar ve şirket zarar ediyor. Dünyada senede 92 milyon otomotiv üretiliyor. Bazı öngörülere göre önümüzdeki 5 sene sonra iki şirket diğer şirketleri satın alacak ve iki şirket bütün üretimi yapacak" dedi.
ESKİŞEHİR TARİHİ İÇİN KIRAÇ İSMİNE BAKIN
İnan Kıraç, bir Cumhuriyet işadamı ve sanayicisi olarak kişiliği ve yaşam tarzı ile herkesin tanıması ve örnek alması gereken bir insan olduğunu vurgulayan Davut Çetin ise şunları söyledi;
"Burada kendilerinin huzurlarında övmeye kalksam olmaz. Söylesem olmuyor, sussam gönlüm razı değil. Çok az birkaç cümle söyleyeyim. Öncelikle İnan ağabeyin babası Ali Numan Kıraç'ı herkesin bilmesi gerekiyor. Cumhuriyet tarihini, Türkiye'de tarımın tarihini, hatta Ankara ve Eskişehir tarihini anlamak için Ali Numan Kıraç ismine bakılmalıdır.
Sayın İnan Kıraç, bir Cumhuriyet işadamı, sanayicisidir. Otomotiv sektöründe öncüdür, aranılan babayiğittir, fakat daha önemlisi eğitim, kültür, sanat yatırımlarıyla örnek bir kişidir. En önemlisi ise kişiliği ve yaşam tarzı ile herkesin tanıması ve örnek alması gereken bir insandır.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı bünyesinde Pera Müzesi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Antalya'daki AKMED Araştırma Merkezi ve Müzesi bulunmaktadır. Suna ve İnan Kıraç Vakfı eğitim alanında Türkiye'ye büyük katkılar yapmaktadır. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Antalya kampüsünde yoksul çocuklara eğitim desteği sağlanmaktadır. Bahtılı Mahallesi’ndeki Suna ve İnan Kıraç Eğitim Parkı’nı herkes görmelidir. TEGV yazıp 3353'e SMS attığınızda 10 lira bağışlamış oluyorsunuz. İnternet şubelerinde bağış bölümünde TEGV seçip yine bağış yapabilirsiniz.
“YERLİ OTOMOBİL PROJESİ TEKNOLOJİ ÜRETİMİNE KAPI AÇTI”
Kültürel ortaklık yönünde ilk adımın yerli otomobilde atılmış olduğuna inandığını belirten Çetin, "Otomobil üretmek kolaydır, satmak zordur, fakat burada önemli olan şey bu projenin teknoloji üretimine kapı açmasıdır. Bu proje sayesinde Türkiye elektrik pili, sensor, otonom sürüş gibi alanlarda teknoloji üretme yolunda ilerlerse bile büyük kazanım olur. Projenin önemli bir yönü çok ortaklı bir kamu-özel sektör işbirliği modeli olmasıdır. Büyük özel sektör şirketlerinin bir çatı altında işbirliği yapması da bir ilktir. Sayın Kıraç’ın otomobil projesinde de rol alması ümit verici bir durumdur. Umarım ki kurumsal bir yapıyla yönetilir ve başarılı olur. Proje açıklanır açıklanmaz bazı kuruluşlar yine 10 bin araç biz alırız, 20 bin araç biz alırız gibi beyanlar verdiler. Bence bunu sözde bırakmayalım ve herkes biner dolar yatırıp sipariş versin, bu proje gerçek bir milli proje olsun" dedi.
ŞİRKETLERİN DEĞERİNİ BİLMİYORUZ
Türkiye'de vakıfların hayır kurumu olarak algılandığını belirten Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Biz vakıfları hep hayır kurumu olarak algılarız, oysa Sayın Kıraç çok farklı bir ufuk açmaktadır. Bizler Türkiye'de şirketlerin değerini bilmiyoruz, şirketi sadece kendi işimiz ve hatta cebimiz gibi görüyoruz. Türkiye'de aile şirketlerinin yüzde 12'si üçüncü nesle geçiyor. Dördüncü nesle geçme oranı yüzde 3'lerde. Daha birinci yılında kapanan çok sayıda şirket var. Antalya için bu konu çok daha önemli, çünkü şirketlerimizin büyüklüğü ve gücü Antalya ismi ile orantılı değil. İlk 500 sanayi sıralamasında şirket sayımız 20 yıldır aynı. hizmet sektörünü de kapsayan ilk 500 şirket sıralamasında da bir sanayi, bir ulaştırma ve iki turizm firmamız bulunuyor. Bizim için çok daha büyük bir önem taşımaktadır, çünkü sanayiciler, işadamları sadece kendi şirketleri için değil, aynı zamanda yerel projeler için de vakıflar kurmalı, vakıflar bünyesinde bir araya gelmelidir.
Vakıf bu konuda nasıl bir model olabilir, bugün öğreneceğiz. Suna ve İnan Kıraç Vakfı'na benzer başka vakıf örnekleri de var. Bill Gates, Warren Buffet gibi iş adamları servetlerini vakıflarına devretmişlerdir. Bizler bir İnan Kıraç olamayabiliriz, fakat bizim de Antalya için, Antalya’nın eğitimi, kültürü, kalkınması için vakıflarda biraraya gelmemiz mümkündür. Osmanlı döneminde vakıflar yoluyla mülkiyet ve gelir temini konusundaki sorunlar çözülmüştü. Bu tarihi birikim günümüzde zayıflamıştır."