DENİZ ÇAĞLAR FIRAT

Türk tarımının durumu her geçen dönem çok daha kötü ve endişe verici durumlara doğru gidiyor. Bu konudaki tüm gelişmeler Türk çiftçisinin birçok sorunla mücadele ettiği ortaya koyuyor. Üretimin azlığı ile başlayan olaylar silsilesi; nihayetinde enflasyonist baskıya, tarımsal ürünlerin sıfır gümrük vergisi ile ithal edilmesine ve Türk tarımının dışa bağımlı hale gelmesine neden oldu. Çiftçi sürdürülebilir bir gelirden yoksun kalınca da çözüm olarak da sürekli çiftçiye kredi desteği, borç erteleme vb desteklemeler geldi. Oysa asıl sorun tamamen başka. Ve herkesin o konuya eğilmesi gerekiyor.
Birinci sorun; tüm tarımsal girdi maliyetlerin yurt dışından gelmesi yani dövizle giriş yapması ve doğal olarak da tarımsal girdi maliyetinin yüksek olması.
İkinci sorun da; her türlü olumsuzluğa rağmen üretimin yapabilen çiftçinin ürünlerini pazarlayabilecek bir mekanizmanın olmaması yani pazarlama ve pazar sorunu ve pazardaki ithalatçıların hakimiyeti.
YÜKSEK GİRDİ MALİYETLERİ REKOR SEVİYEDE
Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle neredeyse bitme noktasına gelen, en kolay yetiştirilen tarımsal ürünleri bile ithal eden, kendi üreticisini ve çiftçisini üvey evlat olarak gören bir siyasi zihniyetin ortaya koyduğu yanlış politikaların bedelini bugün önce çiftçilerimiz sonra da bütün bir halk olarak herkes ödüyor.
Traktörüne mazot dahi alamayan çiftçilerin yüzüne bakarak alay edercesine 'tarımda çağ atladık' diyen siyasetçilerin uyguladığı politikaların sonucunda tarımda üretici fiyat endeksinin (ÜFE) %26 arttığı daha geçtiğimiz gün açıklandı.
Yani bir çiftçi 100 liraya ürettiği bir ürünü bu zihniyet yüzünden artık 126 liraya üretir duruma geldi.
Tarım ve Orman Bakanlığının verilerine göre
Çiftçilerin kullandığı %21 A.S. (Amonyum sülfat) yüzde 43
ÜRE gübrenin ton fiyatı yüzde 44
DAP gübrenin fiyatı yüzde 55
20.20.0 gübrenin ton fiyatı yüzde 45 artmış durumda.

Et ve Süt Kurumu'nun verilerine göre besi yeminin fiyatı yüzde 31 artarken, süt yemindeki fiyat artışı yüzde 41'i aşıyor.
Yemlik buğday fiyatı yüzde 26 artarken, mısırın fiyatı yüzde 24,8 arttı.
Buğdaydan mısıra domatesten zeytine kadar farklı meyve, sebze ve hububat ürünlerinde kullanılan farklı zirai ilaçların son 1 yıldaki fiyatları yüzde 45 ila yüzde 95 arasında arttı.



MİHALGAZİLİ ÇİFTÇİNİN SÖYLEDİKLERİ FOTOĞRAFI AÇIKLIYOR
Bu yüksek maliyetlere bir de Pazar ve pazarlama sorunu ekleniyor. CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar'ın Mihalgazi ziyaretinde İlçe Başkanı Hasan Ünal önemli bir açıklama yaptı. Dedi ki, 'İlçemizde çiftçilerimiz yoğun şekilde domates de üretiyor. Marul, maydanoz, roka gibi yeşilliklerin üretimi de oldukça yaygındır. Ancak ekonomik sıkıntı şu an had safhaya ulaşmış durumda. İlçe üreticimiz burada domatesi 50-60 kuruşa satıyor ama bu ürünü şehirlerdeki tüketici 3-4 hatta 5 liradan alıyor. Üstelik çiftçimiz ürünlerini de pazarlama sorunu yaşıyor. Pazara ulaştırma ve pazarlama konusunda büyük sıkıntı yaşanıyor. Üreticinin durumu şu an çok kötü…'
Bir yandan yurtdışından döviz girişli tohum, ilaç, gübre gibi girdi fiyatları diğer yandan üreticinin 50-60 kuruşa satabildiği ürünlerin tüketiciye 4-5 Liradan satılması. Üstelik bu piyasa da tamamen büyük firmaların ve ithalatçıların elinde ve tekelinde.
ÇÖZÜM ASLINDA ÇOK BASİT
Sorun bu kadar açık. Yapılacak politika da belli: Yerli üreticinin ucuza üretim yapmasını sağlayacak desteklemeleri hayata geçirmek, onların ürünlerini piyasaya ulaştırabilecek pazarlama yollarının önünü açmak ve ithalatın önünü tıkamak.
Görün bakın 1-2 yılda Türk tarımında neler oluyor…