Önceki gün Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre yağlık ayçiçeği tohumu ithalatında gümrük vergisi 30 Haziran 2021 tarihine kadar sıfırlandı. Karara göre 30 Haziran 2021'e kadar bu ürün grubunda gümrük vergisi uygulanmayacak. Kararda aynı tarihe toplu konut fonunun da net 100 kiloya karşı sıfır euro olarak uygulanacağı belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı kararına göre 1 Temmuz'dan itibaren Bosna Hersek, Kosova ve Singapur'dan yapılacak ithalatta ise toplu konut fonu 10 euro/100 kg net şeklinde uygulanacak.

Kırmızı mercimek ithalatında bazı ülke gruplarına uygulanan gümrük vergisi oranı yüzde 19,3'ten yüzde 9'a düşürüldü. Bosna Hersek (yüzde 0) ve Güney Kore'den (yüzde 5,2) bu kapsamda yapılan ithalatın gümrük vergilerinde ise değişiklik yapılmadı.

Bu haberle birlikte hatırlayalım ki Ayçiçek yağı fiyatı son 1 ayda %11,4 zamlanırken, geçen yıla göre %34,2 zamlandı. Kırmızı mercimek fiyatı ise aylık bazda %5,3 artarken, yıllık bazda %58,6 zamlandı.

Bir zamanlar hatırlıyorum da yol boyu Ayçiçek tarlalarının ekili olduğu ülkemizde sayısız Ayçiçek yağı fabrikası vardı. Kooperatifleşmeden kamu yatırımına kadar Ayçiçek yağını kendi üreten ülkemiz şimdi bu yağı dış ülkelerden almak için ithalat vergilerini sıfırlıyor. Nereden nereye dememek mümkün değil.

İTHALAT FİYAT ARTIŞLARINI DURDURAMIYOR
Ülkede tarım ve gıda politikalarının çökmesi, üretim azlığından kaynaklı fiyat artışlarının önüne geçilememesi, üreticinin yüksek maliyet ve düşük fiyatla satış nedeniyle üretimi terk etmesi gibi gerekçelerden dolayı temel tarımsal gıda ürünlerinde ithalat vergilerinin sıfırlanması bir ilk değil. Özellikle son yıllarda sıkça başvurulan bu yöntem ile talebin karşılanması öngörülüyor. Ancak yine de bu politikada olumlu bir sonuç alınamadığı ortada. Ürün fiyatlarının aylık bazda artması bunun en temel göstergesi olarak ele alınabilir.

Böyle bir ortamda yapılacak en doğru ve en kararlı adım tarım politikalarını gözden geçirmek, üreticiyi tarlada teşvik etmek ve yerli malı kullanımını teşvik etmektir. İthalat vergilerinin sıfırlanarak yerli malı teşvikinin olumlu sonuç vermeyeceği çok nettir.

BÜYÜKERŞEN TARIMA EL ATTI
Bu bağlamda Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in hayata geçirdiği tarım alanlarının kullanılması için ilçe belediyeleri ile iş birliği projesi çok anlamlı ve değerlidir. Daha önce Mahmudiye, Mihalıççık, Seyitgazi ve Alpu Belediyeleri ile protokoller imzalanırken, Başkan Büyükerşen Sivrihisar ve Mihalgazi ilçeleri ile de protokolü önceki gün imzaladı.

Parti ayırt etmeksizin tüm ilçelerle kırsal kalkınma konusunda ortak hareket etmeye çalışan Başkan Büyükerşen, ekonomik olarak zor günlerden geçen üreticilerin mutlaka desteklenmesi gerektiğinin altını da her fırsatta çiziyor. 31 Mart seçimlerinde de tarımsal ve kırsal kalkınma projelerine büyük önem vereceğini söyleyen Başkan Büyükerşen'in ne denli haklı olduğu ise tarımsal ürünlerde ithalat vergilerinin sıfırlanması ile daha net anlaşılıyor.

Üreticilere fide ve fidan destekleri sağlayan, küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığı destekleyen Büyükşehir Belediyesi, kullanılmayan belediye arazilerini de ilçe belediyeleri ile protokoller imzalayarak tarıma açarak yerli üretimin de artmasını sağlıyor.

PARTİ AYRIMI YOK
Büyükerşen 'Üzülerek görüyoruz ki ülkemizde tarım hızla yok oluyor. Ekonomik olarak zor zamanlar geçiren çiftçilerimiz artık artan maliyetler sebebiyle üretimden gittikçe uzaklaşıyor. Üretim yapan birçok çiftçimiz ne yazık ki üretmekten vazgeçip farklı alanlara yönleniyor. Ekonomimizin her geçen gün kötüye gittiği bu günleri ancak üreticileri destekleyerek atlatabiliriz. Meclisimizden aldığımız yetki ile hazırladığımız protokoller kapsamında ilçe belediyelerimiz ile işbirliği yaparak yaklaşık 2 milyon metrekare alanın kullanılmasının yolunu açtık. Bu kapsamda A partisi B partisi gözetmeksizin tüm ilçelerimiz ile iş birliğine gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Daha önce 4 ilçemizle yaptığımız protokolü Sivrihisar ve Mihalgazi ile de yaparak bu bölgelerdeki üreticilerimize de arazi desteği sağladık. İmzaladığımız protokollerin çiftçimize bu zor dönemde can suyu olmasını diliyorum!' sözleri ise konunun ne denli ciddi şekilde ele alındığını gösteriyor.

Hep söylüyorum gene söyleyeceğim; Başkan Büyükerşen'in tarıma yönelik bu bakışının ülke genelinde yaygınlaşması gerekiyor. Böylece yerli üretimin artması sağlanır. Bu da üretim azlığının önüne geçer. Üretim talebi karşıladığı anda da hem dışa bağımlılık biter hem de fiyatların artmasının önüne geçilir.

Ayçiçek yağı gibi mercimek gibi domates gibi soğan gibi patates gibi ülkemizde rahatlıkla yetişebilen ürünleri bile yabancı ülkelerden satın almayı ben bu ülkenin potansiyeline yakıştıramıyorum çünkü...