Bizleri on bir ayın sultanı Ramazanı Şerife ulaştırdığı ve ramazanı şerifin büyük nimetlerinden faydalandırdığı için Rabbime şükrediyorum. On bir ay kararan kalplerimizi bunalan gönüllerimizi Ramazanı şerifle aydınlığa çıkardığı için hamd ediyorum. Sene boyunca günahlara dalıp acaba, acaba dediğimiz bir anda gel ey kulum Ramazan ayı geldi affedilme imkanın var, böyle bir imkanı sana sunuyorum dediği ve affa sebep bin aydan daha hayırlı kadir gecesini bizlere ihsan ettiği için Rabbime teşekkür ediyorum.

Kadir gecesi dediğimizde aklımıza Ramazan ayı gelir, oruç gelir, teravih namazı gelir.

Kadir gecesi Kur'an-ı Kerîm'in hz. Peygamberimiz s.a.v'e indiği gecedir. En güzel ve feyizli geceyi kadir gecesinde idrak ederiz. Kur'anda adı geçen tek ay ramazanı şerif ve tek gecede Kadir gecesidir. Bu kıymetli saatlerin şerefini Allah (c.c) peygamberimize haber vermektedir. Rabbim bu gecenin rahmetine ve faziletine o kadar kıymet vermektedir ki, o gecede tecelli edecek rahmettin ve ruhani hadiselerin anlatılması ve yaşanması için müstakil bir sure indirmiştir. Efendimiz (s.a.v ) 'Kim faziletine inanarak ve mükafatını sadece Allahtan ümit ederek kadir gecesini ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır'. Buyurmuştur.

Cenabı mevla buyuruyor ki 'Şüphesiz, o Kur'an'ı Kadir Gecesinde indirdik. Bilir misin, Kadir gecesi nedir? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır' (Kadir, 97/1-3).

Kıymetli hadiseler surenin sonunda şöyle ifade edilir: 'O gece melekler ve Cebrail Rablerinin izni ile her iş için iner de iner. O gece tan yerinin aydınlanmasına kadar bir selamettir'(Kadir, 97/3-5).

Bu mübarek gecede sayılamayacak kadar çok nimetler bahşedilmiştir. Öncelikle insanlığın ebedi saadetine sebep olacak, ona bereketli bir ömür kazandıracak bir fırsat verilmektedir. Bu gecede dua, zikir, tefekkür edilmeli ve Kur'anı anlayarak okuyup düşünmeliyiz. Mademki ay ve günlerin fazileti, mübarek ve hayırlı oluşu Kur'an'ın o gecede inmeye başlamış olmasına binaendir, o zaman bu hayır, bereket ve fazilet kaynağı niçin bizim hayatımızda hakim değildir? Niçin ondan uzak duruyoruz? Bunları düşünmeliyiz. Allah (c.c) Nahl suresi 89. ayeti kerimesinde 'Bu kitabı sana, her şey için bir açıklama, müslümanlar için hidayet, rahmet kaynağı ve müjdeleyici olarak indirdik.' buyurmaktadır. Yine bu gecede müslümanların dertleriyle dertlenmemiz lazımdır. Tüm müslümanlar olarak bilmeliyiz ki, bu gün yeryüzünde kafirlerin yönetimleri altında zulümlere, katliamlara, saldırılara maruz kalarak zillet, sefalet içinde, kirli bir hayat yaşıyorsak; bunun tek sebebi bu mübarek ay ve günde inmeye başlamış ve bin aydan hayırlı olan Kur'an'ın ve Allah'ın razı olduğu hak din olan İslamın düşünce, duygu ve bakış açımızdan uzaklaştırılmış olmasıdır. Özetle kadir gecesi hakkında şunları söyleyebiliriz. Kadir gecesi müminler için özel bir gecedir. Allah (c.c) geçmiş ümmetlere vermiş olduğu uzun ömürlere karşılık, ümmeti Muhammed'e de kadir gecesini bahşetmiştir. Onun için kadir gecesini bir fırsat bilmemiz, her yıl gelen ve bize bir ömür bahşeden Kadir gecesinde, ömür muhasebesi yapmamız hayatımıza çok şey katacaktır. Bu gece, ailemizin, dostlarımızın, mümin kardeşlerimizin ve insanlığın kıymetini bilmeden tükettiğimiz bir ömür için tövbe zamanıdır. Bu gece, kadir ve kıymeti, onur ve değeri başka yerlerde arayarak gafletle geçen, günahla kirlenen yılların affı için bizlere verilen bir fırsat gecesidir. Bunun içindir ki bu geceyi boş geçirmemeliyiz. Bu geceyi ramazanın bütün gecelerinde arayabiliriz, fakat efendimiz (s.a.v) Kadir gecesini Ramazanı şerifin son on gününün tek gecelerinde arayın buyurduğu için son on günün tek gecelerini boş geçirmemeliyiz. Mevlana derki 'Ey genç! Bütün geceler kadir gecesi değildir ama her gecenin kadir gecesi olması ihtimali yok değildir!' Ulu Allah beldeler içinde Mekkeyi, aylar içinde ramazanı, günler içinde cumayı ve geceler içinde kadir gecesini üstün kılmıştır. Böyle bir mübarek gecede Önce kendimizi anne babamızı eş, dost ve akrabalarımızı, hastalarımızı ve bütün müslümanları dualarımızdan eksik etmeyelim. Hz Aişe Annemiz r.a. Ya Rasulallah, Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim? Dedim. Rasulullah (s.a.v ) 'Ey Aişe 'Allahım, sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle' de' buyurdu (Tirmizî, Daavat 84.). Cenabı hak bu geceyi bütün İslam alemiyle beraber hakkımızda hayırlı kılarak ömrümüzün bir muhasebesini yapabilmek ve hayatımızı helal ve haram sınırlarını gözeterek bir istikamet çizebilme ümidiyle bizleri bu gece hürmetine Cenabı Mevla salihlerden eylesin.

ABDULLAH B. MES'ÛD (R.A.)

Ukbe b. Ebî Muayt'ın sürülerine çobanlık yapan kendi halinde biriydi. Ne malı mülkü vardı ne de kendisini himaye edecek asaletli ve hatırı sayılır bir kabilesi. Güçlü kuvvetli bir yapısı da yoktu, zayıf ve çelimsizdi. Âlemlerin Rabbine kul olduğunu haykırarak değer kazandı. Müslümanların altıncısıydı Abdullah b. Mes'ûd. Allah'tan başka bir dayanağı, imanından başka bir gücü olmadığı halde vahyin aydınlığına tahammülü olmayan kararmış kalplere Rahman Sûresi'yle seslenmiş ve onların vahşi saldırılarına maruz kalmıştı.

Önce Habeş diyarına daha sonra da Medine'ye hicret etti. Asr-ı saadetteki bütün savaşlarda kahramanca çarpıştı. Bedir'de küfrün başı Ebû Cehil'e son darbeyi o indirdi ve ölüm haberini Sevgili Peygamberimize o getirdi. Uhud'un o hengameli ortamında Resûlullah'ın yanından ayrılmayan birkaç kişi arasında o da vardı. Mescid-i Nebevî'nin arka tarafından kendisine bir ev tahsis edilmiş ve annesiyle birlikte ona Allah Resûlü'nün evine rahatça girip çıkma izni verilmişti. Bu samimi ilişkiden dolayı onu ehli beytten sananlar bile oluyordu. Abdest almak için kalktığında ibriğini taşımak, yıkanırken perde tutmak, uykuda iken ibadet için uyandırmak, bir yere gittiğinde ayakkabılarına sahip çıkmak gibi vazifelerle Resûlullah'a yardımcı olan İbn Mes'ûd anbean onunla birlikte olma imkanına sahipti. Bu imkanı çok iyi değerlendiriyor, onun her hal ve hareketini önce zihnine sonra yaşantısına titizlikle nakşediyordu. Öyle ki ashab arasında ahlak ve yaşantı bakımından Resûlullah'a en çok benzeyeni kabul edilmişti. İbn Mes'ûd r.a. Resûlullah'ın vefatından sonra da ilim ve hikmet meclislerinin vazgeçilmez simalarından oldu. Kur'an ve sünnetle yoğrulan kişiliğiyle ashabın da kendisine danıştığı nadide bir şahsiyet olarak pek çok talebe yetiştirdi. Tefsir ve fıkıh okullarının kurulmasında öncü rol üstlenmenin yanı sıra hadis rivayetindeki titizliğiyle nebevi sünnetin sağlıklı bir şekilde aktarılmasına hizmet ederek İslami ilimlerin gelişmesine büyük katkılar sağladı. (Sahabe Hatıraları DİB yay. Syf. 91)


MEAL OKUYORUM

Şüphesiz, o Kur'an'ı Kadir Gecesinde indirdik. Bilir misin, Kadir gecesi nedir? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır' (Kadir, 97/1-3).


GÜNÜN DUASI

'Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla! diye dua et' buyurdu. (Tirmizî, Daavat 84. Ayrıca bk. İbni Mace, Dua 5.)


HER GÜNE BİR HADİS

'İnsanın iki dere dolusu altını olsa, bir üçüncüsünü ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz.' Tirmizî, Zühd 27.


BİR SORU-BİR CEVAP

Sütanne ve sütbabaya zekat verilir mi?

Sütanne ve sütbaba kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimselerden olmadığı için (zekat alabilme şartlarını taşımaları halinde) onlara zekat verilebilir.

(Fetvalar, DİB Yay. syf. 249)